Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/12487 E. 2018/7395 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12487
KARAR NO : 2018/7395
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 13/02/2015 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı …’in bir dönem … Belediye Başkanlığında belediye başkanı olarak görev yaptığını, davalı …’in ise aynı dönemde belediye meclis üyesi olarak görevde bulunduğunu, o dönemde hesap işleri müdürlüğü biriminde emlak memuru olarak görev yapmakta olan dava dışı personel … ’nin belediye otogarı giriş noktasına atandığını, bu işlem aleyhine idari yargıda dava açıldığını, atama işleminin iptal edildiğini, iptal kararına rağmen davalıların yeniden görevlendirme yaptığını, dava dışı personel tarafından idare mahkemelerince verilen kararların etkisizleştirildiği, uygulanmadığı gerekçesi ile idare aleyhine… İdare Mahkemesinin 2009/515 esas sayılı dosyası ile manevi tazminat istemiyle açılan dava sonucunda personele tazminat ödendiğini, davalıların bu şekilde görev gereklerine ve mahkeme kararlarına aykırı hareket ederek, davacı belediyeyi zarara uğrattıklarını belirterek, kurumun uğradığı zararın davalılardan rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; atama işlemiyle ilgili olarak usul ve şekil bakımından bir eksiklik olması durumunda bunun şahsi bir kusur olarak nitelendirilemeyeceğini, kurumsal bir hatanın söz konusu olduğunu, görev gereği yapılan bu işlemler neticesinde doğrudan ortaya çıkan bir kamu zararının da mevcut olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı belediyenin yaptığı ödeme nedeniyle davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Eldeki dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Diğer bir deyişle; olay nedeniyle dava dışı … ‘ye, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarını ödeyen davacı idare, kusuru oranında sorumlulara rücu edebilir.

Dosya kapsamından, davaya konu zararın doğmasında görev süreleri içerisinde görevlendirme işlemini yapan davalıların ayrı ayrı kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalılardan her biri yalnızca kendi kusuruna isabet eden miktardan sorumludur. Mahkemece takdir edilen zararın tamamından davalıların müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru değildir. Rücuda teselsül olmaz ilkesi uyarınca, her bir davalının somut olayın meydana gelmesindeki kusur ve sorumluluğuna göre tazminata karar verilmelidir. Anılan yön gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya uygun olmadığından bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.