Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/12409 E. 2018/7678 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12409
KARAR NO : 2018/7678
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 23/10/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin … Üniversitesinde öğretim üyesi olduğunu, … … Gazetesi’nde yayımlanan 09/06/2014 tarihli “Kınama, Sansür ve Ahlaksız Bazı Gerçekler” başlıklı köşe yazısı ile … isimli televizyon kanalında yayınlanan 05/09/2014 tarihli “Deşifre” isimli programda; davalı tarafından kullanılan sözlerin, müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafından sarf edilen sözlerle hedef alınan kişinin davacı olduğunun anlaşıldığı, üniversitede öğretim üyesi olan bir akademisyenin dini merkez alan bir cemaatin üst düzey mensubu olduğu iddiasının ispat edilmedikçe hakaret olarak kabul edilmesi gerektiği, yine köşe yazısında ve televizyon programında kullanılan bir kısım sözlerin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, tarafların bir dönem … Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak birlikte çalıştıkları, davaya konu köşe yazısının yazıldığı ve televizyon programının yapıldığı dönemlerde, davacının adı geçen üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü olduğu anlaşılmaktadır.
Davaya konu yayınlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; idarecilik görevi yapan davacı hakkında ve görevi sırasındaki uygulamalarına ilişkin eleştiriler içermekte olup eleştiriye konu edilen hususlar, taraflarla birlikte görev yapmış olan bir kısım tanıklarca da doğrulanmıştır. Şu halde; gerek köşe yazısının, gerekse televizyon programında kullanılan sözlerin kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemeyeceği, ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı anlaşılmakla, davanın tümden reddine hükmedilmesi gerekirken, davalının tazminatla sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.