Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/12400 E. 2018/7350 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12400
KARAR NO : 2018/7350
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 16/01/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 05/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26/11/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Davacı, … Gazetesi’nin 04/04/2014 günlü sayısında ve aynı gazetenin internet sitesindeki yayınında “Fotoğrafçı ile Foto Muhabiri Arasındaki Fark” başlığıyla yaynlanan yazıda “yolsuzluk ve hırsızlık temsili olmuş bir kişilik” nitelendirmesiyle yolsuzluk ve hırsızlık yaptığı suçlamasının kesin kanaat olarak belirtilerek kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, yazının yapılan seçim sonrası kazanan parti ve davacı hakkında yapılan yorumlar nedeniyle güncel olduğu, seçimler sonrası gazetecilik tekniği kullanılarak kamuoyuna kendi görüş ve düşüncelerinin iletildiği, özle-biçim değnesinin bozulmadığı, eleştiri içerikli olup davacının kişilik haklarına saldırı sayılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir.
1-Davacının davalı … ‘a yönelik temyizi yönünden; dosyada bulunan ve … Ticaret Odasından alınan ticaret sicil kaydından davalı… ‘un yayın sahibi diğer davalı şirketin ortaklarından olduğu sabit ise de, anılan davalının en üst düzey yönetici olmadığı, dava dışı kişinin şirketi müferiden temsile yetkili olduğu anlaşıldığından, bu davalı yönünden husumetten reddi yerine esastan reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmamaktayız.
2-Davacının davalılardan … ile … ‘a yönelik temyizine gelince;
Dava konusu yayından davacının fotoğrafı altında kamuoyunun gündemindeki olaylar ve 2014 mahalli idareler seçim sonuçları değerlendirilirken “yolsuzluk ve hırsızlık temsili olmuş bir kişlik….bu kirli işlere bulaşanlardan üretilen mizahın aktörü olarak … …” şeklinde kullanılan, suç isnadı ve kesin yargı içeren ifadelerle özle-biçim dengesi ve eleştiri sınırları aşılmış, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Kararın bu davalılar yönünden anılan gerekçeyle bozulması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmamaktayız. 26/11/2018