Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/11208 E. 2018/7328 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11208
KARAR NO : 2018/7328
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 22/06/2015 gününde verilen dilekçe ile tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz kararı nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 07/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkilinin … 1. İcra Müdürlüğünün 2007/10933 sayılı icra dosyasında alacaklı sıfatını taşıyan Kemal Kıyışkan’dan bu dosya alacağının 200.000,00 TL lık kısmını 20/01/2009 günü temlik aldığını, eldeki davanın davalısı olan …’nın ise … 8. İcra Müdürlüğünün 2009/3344 sayılı takip dosyasında …’dan alacaklı olması nedeniyle alacağının tahsilinin temlikname ile önlendiği iddiasıyla müvekkili ve … aleyhine … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/76 E. sayılı dosyasında tasarrufun iptali davası açtığını, bu davada 15/05/2009 günü teminat karşılığında 200.000,00 TL nin temlik alacaklısı olan müvekkiline ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin temlik alacağının 130.000,00 TL sını ise 3. bir kişiye temlik ettiğini, tasarrufun iptali davasının red kararıyla sonuçlanıp kesinleşmesiyle ihtiyati tedbirin haksızlığının anlaşıldığını, müvekkilinin temlik alacağının bakiyesi olan 70.000,00 TL sını haksız tedbirin konulduğu 15/05/2009 gününden bu yana kullanamaması nedeniyle yasal faiz toplamı kadar zarara uğradığını belirterek, maddi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; tasarrufun iptali davasının usuli eksiklikten dolayı reddedildiğini, davacının ihtiyati tedbir kararı nedeniyle somut bir zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının ihtiyati tedbir nedeniyle nasıl bir zarara uğradığını, temlik alacağının bir kısmını neden temlik etmek zorunda kaldığını, tasarrufun iptali davasının kendisini zarara uğratmak amacıyla açıldığını ve yasal faizle karşılanamayacak bir zararı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İİK’nun 281/2. maddesine göre tasarrufun iptali davalarında hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi, alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak getirilmiş bir uygulama olup, Yargıtay uygulamasında da bu tedbirin ihtiyati haciz mahiyetinde olduğu kabul edilmektedir. Tasarrufun iptali davaları ayni değil şahsi nitelikte bir dava olmakla birlikte, İİK’nun 281/2. maddesinin birinci cümlesindeki özel düzenleme ile mahkemece talep halinde dava konusu üzerinde ihtiyati haciz kararı verilebilir. Bu ihtiyati tedbir değil ihtiyati haciz kararı olduğu için, dava konusunun aynının ihtilaflı olmasına gerek yoktur. Dava kabulle sonuçlandığı taktirde, İİK’nun 281/2. maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür ve davacı alacaklı verilen ilamı icra dosyasına ibraz ederek cebri icra işlemine devam eder.
2004 sayılı İİK’nun 259/1. maddesinde ise, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden BK’nun 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır.
Dosyanın incelenmesinde; … 8. İcra Müdürlüğünün 2009/334 esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus icra takip dosyasında alacaklı sıfatını taşıyan …, dosya borçlusu olan … ’ın alacaklısı olduğu … 1. İcra Müdürlüğünün 2007/19033 sayılı dosyasındaki alacağının borca yetecek kısmına ihtiyati haciz konulmasını 30/01/2009 günü İcra Müdürlüğünden talep etmiş, … 1. İcra Müdürlüğünden gelen 30/01/2009 tarihli cevapla, borçlu… l’in alacağının 200.000,00 TL lik kısmını …’e 20/01/2009 günü temlik ettiğini öğrenmiş, bunun üzerine üçüncü şahıs … ve borçlu… aleyhine … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/76 esas sayılı dosyasında 20/03/2009 tarihinde temlik işleminin iptali amacıyla tasarrufun iptali davası açmış, bu davada mahkemece teminat karşılığı Kemal Kıyışkan’ın … lehine tesis ettiği 200.000,00 TL lik temlik işlemi üzerine İİK’nun 281/2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına 15/05/2009 günü karar verilmiştir. … 1. İcra Müdürlüğünce 2007/19033 sayılı dosyada, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı uyarınca 200.000,00 TL nin tasarrufun iptali davası sonuna değin dosyada tutulmasına karar verilerek ihtiyati haciz kararı uygulanmıştır. Temlik alacaklısı …, 200.000,00 TL lik temlik alacağının 130.000,00 TL lik kısmını Beşiktaş 13. Noterliğinde 28/05/2009 günü 08462 yevmiye numarasıyla düzenlenen temlikname ile dava dışı bir şirkete temlik etmiştir. … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/76 esas sayılı dosyasında yargılaması yapılan tasarrufun iptali davasına davalı … tarafından sunulan … 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/2073 esas, 2010/2158 karar sayılı ve 25/10/2010 günlü ilamıyla, …’nın …’dan alacaklı olduğu … 8. İcra Müdürlüğünün 2009/334 esas sayılı kambiyo takibine ilişkin olarak altı aylık çeklere ilişkin zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle borçlu Kemal hakkındaki icranın geri bırakılmasına 25/10/2010 tarihinde karar verildiği ve işbu kararın Yargıtay denetiminden de geçerek 31/05/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış, tasarrufun iptali davasında mahkemece davacının kesinleşen bir alacağının bulunmaması, alacağın varlığına ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı sunulmaması, alacağın tahsili için bir dava açıldığının da bildirilmemesi gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, işbu karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 23/05/2015 günü onanarak kesinleşmiştir.
Davacının eldeki davadaki maddi zarar istemi, tasarrufun iptali davasında temlik alacağının bakiye kısmı olan 70.000,00 TL sı üzerine uygulanan ihtiyati haciz nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü yasal faiz kaybına ilişkindir. İhtiyati haczin haksızlığı, tasarrrufun iptali davasının reddedilip kesinleşmesiyle sabit olmuştur. Dolayısıyla davacı, temlik alacağının bakiye kısmı olan 70.000,00 TL sının ihtiyati haczin konulduğu tarihten, tasarrufun iptali davasının kesinleşme tarihine kadar işlemiş yasal faizini talep etmekte haklıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece, zarar kapsamı belirlenip sonucuna göre tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.