Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/10929 E. 2018/8125 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10929
KARAR NO : 2018/8125
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı-karşı davalı … vekili Avukat … tarafından, davalılar-karşı davacılar … ve … aleyhine asıl dava 27/10/2015, karşı dava 24/11/2015 günlerinde verilen dilekçeler ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 02/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalılar-karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre asıl ve karşı dava taraflarının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Asıl dava davacısının asıl dava yönünden diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve karşı davanın taraflarınca temyiz edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT)’nin 10. maddesi “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarife’nin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarife’nin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarife’nin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkemece manevi tazminat davası tümden reddedilmiş olduğuna göre kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalılar yararına AAÜT’nin 10/3 maddesi uyarınca tek ve maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı şekilde nispi vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Karşı dava davacılarının karşı dava yönünden diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacıların manevi tazminat istemleri reddedildiğine göre, davada kendisini vekil aracılığı ile temsil ettiren davalı yararına, reddedilen manevi tazminat yönünden karar
tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. maddesinin 3. fıkrasına göre, manevi tazminat davalarının tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu olarak belirlenir düzenlemesi gereği maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Mahkemece açıklanan yön gözetilmeyerek, manevi tazminat yönünden davalı yararına nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
4-Dosya kapsamından; asıl ve karşı davada davacıların manevi tazminat talebinde bulunduğu, mahkemece, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verildiğine göre; yukarıda anılan AAÜT hükümleri uyarınca, manevi tazminat talepleri için vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, talep aşılarak maddi tazminat için de ayrıca vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (4) sayılı bentte açıklanan nedenlerle karşı dava davalısı yararına, (3) sayılı bentte açıklanan nedenlerle karşı dava davacıları yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dava davacısı yararına BOZULMASINA, asıl ve karşı dava taraflarının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 19/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.