Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/10663 E. 2018/6574 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10663
KARAR NO : 2018/6574
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 31/12/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının müvekkiline karşı işlemiş olduğu hakaret, basit yaralama ve silahla tehdit suçlarından cezalandırıldığını belirterek davalının bu eylemleri nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının eylemleri nedeniyle…Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/226 esas sayılı dosyası ile cezalandırıldığı, davacının manevi olarak yıprandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 118-186. maddeleri arasında düzenlenen yazılı yargılama usulünde ilk derece yargılaması beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, tahkikatın sona erdirilmesi ve sözlü yargılama ile hüküm aşamalarıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu “ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddesinde, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138. madde dikkate alınarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında gerektiği takdirde karar verilmeden önce, bu konuda tarafların ön inceleme duruşmasında dinlenebileceği, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularının tam olarak belirleneceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemlerin yapılacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda sulhe ve arabuluculuğa teşvik edileceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği, “Ön İnceleme Duruşmasına Davet” başlıklı 139. maddesinde dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen inceleme tamamladıktan sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit edilerek taraflara bildirileceği, çıkarılacak davetiyede duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceğinin ayrıca ihtar edileceği, “Tarafların duruşmaya daveti” başlıklı 147. maddesinde ise, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için tarafların duruşmaya davet edileceği belirtilmiş, devamında Kanun’un, ”Tahkikatın sona ermesi” başlıklı 184. maddesinde ve sözlü yargılama hükümlerinin yer aldığı 186. maddesinde, tahkikat ve sonlandırılmasına yönelik olarak; hâkimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilerek, taraflara son sözlerinin sorulmasından sonra hüküm verileceğine dair düzenleme getirilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinde; mahkemece, davalının ön inceleme duruşmasına davetinin usulüne uygun şekilde yapılmadığı, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konuları hakkında belirleme yapılmadığı, davacı tanıklarının dinlendiği, davalı vekilinin mazeretinin reddine de karar verilerek dosyanın karar verilmek üzere incelemeye alındığı ve duruşmanın 24/03/2016 tarihine ertelendiği, davalı vekiline tebliğ edilmeyen ve davalı vekilince iştirak edilmeyen 24/03/2016 tarihli duruşmada davacı vekilinin beyanı alınarak duruşmaya son verildiği ve kararın açıklandığı anlaşılmaktadır.
Az yukarıda izah edildiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137,138,139, 147, 184 ve 186’ncı maddelerinin açık ve emredici hükmüne rağmen, mahkemece usulüne uygun şekilde öninceleme duruşmasına davet sağlanmadan, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konuları hakkında belirleme yapılmadan, tahkikat ve sözlü yargılama aşamalarına geçilmeden, yani 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öngörülen yargılama aşamaları usulüne uygun yapılmadan hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya uygun olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.