Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/10531 E. 2018/7213 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10531
KARAR NO : 2018/7213
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve diğerleri aleyhine 20/03/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan …, … ve … vekili ile duruşmalı olarak davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne ve davacı vekilinin duruşma isteminin her bir davalı yönünden talep edilen miktar dikkate alındığında reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalılardan …, … ve … vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalılardan …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava arkadaşlığı; davacı veya davalı tarafta birden fazla kişi bulunması hali olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 57 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İhtiyari dava arkadaşlığında; birden çok kişi, birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu haller, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olmasıdır. (HMK.57) Sayılan bu üç durum dışında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu değildir. Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde ise mecburi dava arkadaşlığı vardır (HMK.59).
Somut olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından her bir davalıdan ayrı ayrı manevi tazminat talep edildiğine ve davalılar arasında müşterek sorumluluk da bulunmadığına göre her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken tek vekalet ücreti tayin edilmiş olması nedeniyle usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekir ise de anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “AAÜT ye göre hesaplanan 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e,” ibaresinden sonra gelen “1.800,00” rakamlarının çıkarılarak yerine “1.800,00’er” ifadesinin yazılmasına, davacının tüm temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine, kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.