Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/10501 E. 2018/7167 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10501
KARAR NO : 2018/7167
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … Başkanlığı vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 26/12/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın esastan reddine dair verilen 30/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalının, belediye başkanı olarak görev yaptığı dönemde belediye meclis kararı olmadan dava dışı … Müşavirlik Şirketi ile Avrupa Birliği tarafından desteklenen … Havzası projesi kapsamında danışmanlık sözleşmesi imzaladığını, hizmet alımının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’na aykırı olması nedeniyle ödeme yapılmaması üzerine, anılan şirket tarafından müvekkili belediye aleyhine takip başlatıldığını ve icra yolu ile belediyenin hizmet bedellerini ödemek zorunda kaldığını, oluşan kurum zararından davalının sorumlu olduğunu ve bu nedenle icra yolu ile ödenen bu meblağın tahsili için … İcra Müdürlüğünün 2014/772 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalı ile dava dışı … Müşavirlik Şirketi arasında imzalanan 29/09/2011 tarihli danışmanlık sözleşmesi kapsamında belediye tarafından hizmet alımının gerçekleştiği, sözleşme bedelinin alınan hizmetin karşılığı olarak kararlaştırıldığı ve bu nedenle kurum zararının bulunmadığı gerekçesi ile istemin esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davalı hakkında davaya konu olay nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı, … Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/359 esas 2016/103 sayılı kararı ile davalının, ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmekle beraber, kararın temyiz edildiği, dosyanın halen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında temyiz incelemesinde olup, kesinleşmediği ve bu haliyle ceza yargılamasının henüz sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu 53. maddesi) uyarınca ceza mahkemesinin kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, somut olayın özelliği itibariyle maddi olgunun ve davalının sorumluluğunun tespiti açısından ceza dava dosyasının sonucu önem arz etmektedir. Bu nedenle ceza dava dosyasının kesinleşmesi beklenmeli ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.