Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/10239 E. 2016/12130 K. 14.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10239
KARAR NO : 2016/12130
KARAR TARİHİ : 14.12.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 03/08/2015 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece dosya üzerinden yapılan incelemede adli yardım talebinin kabulü ile yargılama neticesinde; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 08/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın konusu kalmadığından bahisle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının; dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL alacak isteminde bulunduğu, yargılama devam ederken davalı tarafından dava konusu alacağın ödenmesinden sonra, davacı tarafından dava konusu alacağın ödendiği de belirtilerek davanın ıslah edildiği, mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedeniyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur” hükmü bulunmaktadır. Yine tarifenin 13. maddesinde “tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde alacağını almış olduğunu belirterek, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu gerekçe gösterip, davasını ıslah ettiğini bildirmiş ise de; ıslah tarihinden önce ödeme yapıldığından dava konusu alacağın kalmamış olduğu anlaşılmasına ve davanın konusuz kalmasına göre, dava dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, ıslah edilen miktar nazara alınarak seri dosyalar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/son maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle hüküm fıkrasının 4. bendinde avukatlık ücreti takdirine ilişkin, “Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT madde 6, 13/1, 22/1 uyarınca hesap edilen 1.260,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” dair olan sözcük dizelerinden “1.260,00” rakamları çıkartılarak yerine “100,00” rakamlarının yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.