Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2016/10155 E. 2018/211 K. 18.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10155
KARAR NO : 2018/211
KARAR TARİHİ : 18.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar … ve … vekili Avukat … tarafından, davalılar …. ve diğerleri aleyhine 30/03/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı … yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ile davalılar …. ve … vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan … yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar … ve …. yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; … Gazetesi’nin 22/03/2015 tarihli nüshasında davalılardan … tarafından kaleme alınan “Bakandan eşine VIP havuz” başlıklı haber içeriğinde, “Türkiye’de olimpik sporcu yetiştirmek için oluşturulan yüzme havuzu Çevre ve Şehircilik Bakanı …’nin tesettürlü eşinin yüzme öğrenmesi için özel kullanıma tahsis edilmiştir. Şahsa özel bu uygulamanın, hem tesis işletme giderleri konusunda ek masrafa neden olduğu, hem de sporcuların antremanlarını aksattığı sızan bilgiler arasında..” şeklinde yer verilen ifadeler ile müvekkillerinin zan altında bırakıldığını, itibarlarının zedelendiğini, haberde yer alan ifadelerin gerçek dışı, iftira niteliğinde olduğunu belirterek, davacıların uğradığı manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar, dava konusu haberin hukuka uygun, gerçek olgulara dayalı ve güncel olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca yazı işleri müdürünün yasal sorumluluğu bulunmadığından bahisle davalı … aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar … Haber Ajansı Basın Yayıncılık A.Ş. ve … yönünden ise; davaya konu haberin bir duyumdan ibaret olması, olayın gerçek olduğuna dair somut bir bilgi ya da belgeye dayanılmaması nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu habere ilişkin olarak davalılardan … hakkında, ”iftira” suçundan kamu davası açıldığı, … . Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1656 esas sayılı dosyasında, davalının eyleminin sabit görülerek cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ancak kararın kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. maddesi (818 sayılı BK 53) uyarınca hakim, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesi ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı ile bağlı değil ise de, somut olayın özelliği itibarıyla maddi olgunun ve davalının sorumluluğunun tespiti açısından ceza dava dosyasının sonucu önem arz etmektedir. Bu nedenle ceza mahkemesindeki kararın kesinleşmesi beklenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan bu yön gözetilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.