Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/9672 E. 2015/10819 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9672
KARAR NO : 2015/10819
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/04/2015
NUMARASI : 2015/35-2015/396

Davacı A.Tıbbi Ürünler San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat Ali tarafından, davalı K.. A.. aleyhine 09/06/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazları yönünden;
a-Dava, haksız haciz nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından iptal davasına konu çekin bilerek ihtiyati haciz kararı ile takibe konulup tıbbi ürün niteliğindeki bir kısım mallarının haciz edilmesi nedeniyle zarara uğradığını zira, hacze esas çekin bedelsizlik nedeniyle iptal edildiğini belirterek haksız haciz nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların ödetilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 17/06/2013 tarihli kararla davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine dairemizce 30/09/2014 gün ve 2013/17935 esas 2014/12633 karar sayılı ilamla “… kesinleşen menfi tespit davasında davalı yönünden kurulan hüküm ve yine Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2 maddesinde yer alan “Birinci fıkrada belirtilen hususlara ilave olarak faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında haczin haksız olduğu sabittir. Şu durumda, zarar kapsamı belirlenerek hüküm altına alınmalıdır…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden haczedilen malların davacıya teslim edilip edilmediği veya icraca satılıp satılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu hususlar araştırılarak, mallar davacıya teslim edilmeden elden çıkmış ise veya teslim edilse dahi teslim tarihi itibarıyla son kullanma tarihinin geçmesi nedeniyle kullanılamaz hale gelmişse, elden çıkan ve / veya kullanılamaz hale gelen malların haciz tarihindeki değerleri belirlenip bu değerler üzerinden haciz tarihi ile dava tarihi arasındaki yasal faizine göre hesaplanacak miktarın davacının maddi zararı olarak kabul edilerek bu miktara; davacıya teslim edilen ve kullanma süresi geçmeyen kullanılabilir mallar varsa bunlar yönünden de sadece haciz tarihindeki değerinin haciz tarihi ile teslim tarihi arasındaki yasal faizinin maddi zarar olarak kabulü ile bu miktarlara karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ile ve yetersiz bilirkişi raporuna göre maddi tazminata karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b- Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Olay tarihi ve olayın gelişimi nazara alındığında davalı aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarıda fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere de kararın bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 (a ve b) bentlerinde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.