YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9412
KARAR NO : 2015/12740
KARAR TARİHİ : 10.11.2015
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2013/146-2013/683
Davacı B.. Ş.. vekili Avukat Yusuf tarafından, davalılar Y.. Y.. ve diğerleri aleyhine 08/03/2013 gününde verilen dilekçe ile maden ruhsatının devrinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 18/12/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 10/11/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Kerem ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat Özgür geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, maden işletme ruhsatı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı maden ruhsatının devri istemine ilişkindir. Mahkemece dava tarihi itibarıyla devir şartları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı şirket, davalıların murisi ile imzalanan maden işletme ruhsatı satış vaadi sözleşmesi uyarınca, murisin maden ruhsatını devrettiği dava dışı şirkete karşı açacağı iptal davası sonucuna göre, davayı kazanması halinde, karşılıklı taraflarca bu satış vaadi sözleşmesinde belirlenen şartların yerine getirilmesi durumunda, davacı şirkete ruhsatın devrinin sağlanacağı konusunda anlaşmaya vardıklarını, murisin sözü edilen açtığı davayı kazandığını, haricen öğrendiği kadarıyla davalıların üçüncü kişilerle temas halinde olduğunu, ruhsatın üçüncü kişilere devredileceği biçimindeki bilgi uyarınca davalılara ihtar çekildiğini ancak bir sonuç alınamadığını bildirerek maden ruhsatının satış vaadi sözleşmesi gereğince kendisine devrini talep etmiştir.
Davalılar, murisleri tarafından açılan maden ruhsatının devri sözleşmesinin iptaline ilişkin davanın halen kesinleşmediğini, davacı şirket ile murisleri arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesinde, açılan davanın kesinleşmesinden sonra beş gün içinde davacının durumdan haberdar edileceği bu tarihten itibaren bir ay içinde davacının cayma hakkı olup cayma hakkını kullanmaz ise ruhsatın devrinin sağlanacağını, davanın açıldığı tarih itibarıyla henüz ruhsatın devrine yönelik açılan davanın kesinleşmemiş olması nedeniyle bu aşamada eldeki davanın açılamayacağını, davanın, asıl sözleşmenin fesih edilmiş olması nedeniyle de reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmeye göre satıcının ruhsatı alıcıya devredebilmesi için öncelikle ruhsatın iptali için açılan davanın kazanılması ve kesinleşmesi gerekmekte olup, dava tarihi itibarıyla devir şartları henüz gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden davalıların murisi tarafından maden ruhsatının devrinin iptaline yönelik açılan Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/349 esas sayılı dosyasında görülen davanın kabulüne karar verildiği, 6. Hukuk Dairesinin 11/12/2012 tarih ve 2012/14309 esas 2012/16425 karar sayılı ilamı ile hükmün düzeltilerek onandığı, 30/10/2013 tarihinde karar düzeltme isteği reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 30. maddesinin başlığı “Usul Ekonomisi İlkesi” olup madde hükmüne göre “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.”
Mahkemenin karar tarihi olan 18/12/2013 tarihinde dava konusu maden işletme ruhsatı satış vaadi sözleşmesinin uygulanabilmesi için beklenilmesi gereken satıcı tarafın açacağı iptal davasının sonuçlanıp kesinleştiği anlaşıldığından karar tarihi itibarıyla dava şartının yerine gelmiş olması nedeniyle usul ekonomisi kuralları da dikkate alınarak gereksiz masraf ve zaman kaybına neden olunmaması için işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.