Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/9285 E. 2015/9678 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9285
KARAR NO : 2015/9678
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/10/2014
NUMARASI : 2011/471-2014/601

Davacı Ö.. G.. vekili Avukat Süleyman tarafından, davalı S.. D.. aleyhine 26/10/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; görevli ve yetkili yargı yerinin idari yargı olması nedeniyle usul ve esas yönünden davanın reddine dair verilen 28/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, yanlış tedavi nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yargı yolu nedeniyle usul ve esas yönünden dava reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, mide ağrısı sebebiyle sağlık ocağına başvurduğunu, hemşire olarak görev yapan davalının yaptığı iğne sonucu felç riski doğduğunu, tedavisinin devam ettiğini belirterek davalı hemşirenin haksız eyleminden dolayı uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, görevli ve yetkili yargı yerinin idari yargı yeri olması nedeniyle usul ve esas yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda, hemşire olan davalı tarafından yapılan iğne nedeniyle felç riski doğduğu iddia edildiğine göre, Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince adli yargı yerinde davalıya yönelik açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir. Diğer yandan, idari yargı yerinde özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişiler aleyhine dava açılamaz. Şu halde mahkemece belirtilen hususlar gözetilerek davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, görev ve esas yönünden davanın red edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA , bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.