Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/9164 E. 2015/10433 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9164
KARAR NO : 2015/10433
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2009/857-2013/111

Davacı M.. U.. vekili Avukat Doğan tarafından, davalılar N.. A.. ve diğerleri aleyhine 13/08/2009 gününde verilen dilekçe manevi tazminat ile istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan A.. K.. yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan Y.. D.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davalılardan A.. K.. yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan Y.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Anadolu’da V. Gazetesi’nin 03/08/2009 tarihli sayısında üçüncü kişilerle ilgili bir haberde bu kişilerle hiç bir ilgisi olmadığı halde kendisi hakkında gerçeğe aykırı iddialara yer verildiğini, haberdeki asılsız iddiaların kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, yetki itirazında bulunmuşlar ve esasa ilişkin savunmalarını yetkili mahkemeye bildirme haklarını saklı tuttuklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların yetki itirazının süresinde yapılmadığı belirtilerek yetki itirazları reddedilmiş ve davalılardan A.. K.. yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 187/2. maddesi uyarınca mahkemenin yetkisine yönelik itirazlar ilk itirazlardan olup, mahkemece öncelikle ve esas girmeden sonuçlandırılır. (HUMK. md. l90-l96) Hakim hadise hakkındaki kararını derhal verir ve iki tarafa bildirir. (HUMK. md. 225). 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe 6100 sayılı HMK’nın 116/a, 138 ve 164. maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir. Görüldüğü gibi yetki itirazı hakkında verilen ara kararının ilgilisine tebliğinde yasal zorunluluk bulunmaktadır.
Dosya kapsamından; davalıların cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunduğu, Mahkemece 03/03/2010 tarihli duruşmada yetki itirazının reddine karar vermesine rağmen, red kararının davalılara tebliğ edilmediği ve böylece savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Belirtilen yasal kurala uyulmadan davalıların yokluğunda hüküm kurulması savunmayı ve davanın sonucunu etkileyen önemli bir usul hatasıdır.
Anayasa’nın 36. maddesi gereğince herkes, yasal araç ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olup davalının kanıtları toplanmadan karar verilmiş olması onun savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
Mahkemece davalıların yetki itirazının reddine ilişkin kararın davalılara tebliği sağlanıp davalıların esasa ilişkin savunması yöntemine uygun olarak incelenip değerlendirilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılardan Y.. D..’in diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.