Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/8154 E. 2017/2329 K. 27.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8154
KARAR NO : 2017/2329
KARAR TARİHİ : 27.04.2017

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, maliki olduğu çevreye yaydığı zararlı gazların ve küllerin etkisi ile zarar gördüğünü, verimin düştüğünü iddia ederek uğradığı zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, termik santralin işletilmesinden dolayı çevreye herhangi bir zarar verilmediğini, resmi kurumlarca hava kalitesinin sürekli ölçüldüğünü, yönetmeliklerle belirlenen sınır değerlerin aşılmadığını, küllerin toprakla örtüldüğünü düzenli olarak nemlendirme yapıldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, mahallinde yapılan tespite göre, davalının işlettiği termik santralin çevreye olumsuz etkisinden dolayı davacının ektiği üründe verim kaybı olduğu kabul edilerek istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dava, delil tespit dosyasına dayanılarak açılmıştır. Tespit sırasında hazır bulunan ziraat mühendisi bilirkişi; dava konusu taşınmazlarda ekili ürünlerde %10 verim azalmasına bağlı zarar bulunduğunu belirterek zarar tutarını hesaplamış, çevre mühendisi bilirkişi ise; e külün boşaltılması sırasında ve yer yer filtresiz çalışması nedeniyle var olan emisyonların taşınmazlara zarar verdiğini mütalaa etmiştir. Mahkemece tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporları hükme esas alınarak karar verilmiştir. Ancak raporlar uyuşmazlığın çözümü için yeterli değildir.
Uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir sonuca ulaşmak için, öncelikle termik santrallerden kaynaklanan bir zarar olup olmadığı hususu tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Bu nedenle; öncelikle bölgedeki hakim rüzgarları gösterir meteorolojik bulgular getirtilmeli, termik santrallerin çalışma kapasiteleri ve zamanı tespit edilmelidir. Sonrasında gerek eldeki tazminat dosyası, gerekse benzer nitelikteki “ürün zararı” ve “taşınmaz değer kaybı” dosyaları ve tespit dosyalarında rapor hazırlamamış, toprak, bitki ve tarım ekonomisi bölümlerinden seçilen üç akademisyen, bir çevre mühendisi, dava konusu

yerlerle ilgili bilgi ve deneyimi bulunan bir ziraat mühendisi ve bir fen bilirkişisinden oluşacak altı kişilik bir bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmazlar üzerinde “hasattan önce” keşif yapılmalıdır. Keşifte davaya konu taşınmazların santrale uzaklıkları ölçülmeli, ayrıca santrale göre konumları belirlenmelidir.
Keşif sırasında, taşınmazlardan yeteri kadar toprak ve bitki örnekleri toplanmalı, ayrıca karşılaştırma yapılabilmesi için santrallerin etki alanı dışındaki taşınmazlardan şahit toprak ve bitki numuneleri ile santrallere komşu taşınmazlardan toprak ve bitki numuneleri alınmalı ve analiz yaptırılmalıdır.
Bilirkişi heyeti tarafından, bitkilerin başak, yaprak ve kökleri yerinde incelenmeli, boyları, gövde kalınlıkları gözlemlenmeli, kökleri çekilerek kök yapılarında çürüklük olup olmadığına bakılmalı, bitki yaprak ayalarının genişliği ve parlaklığı kontrol edilmeli, bitki yüzeylerinde normalin dışında bir toz birikimi ve plaklaşmış baca gazı artığı olup olmadığı denetlenmeli ve edinilen gözlem sonuçları raporda açıklanmalıdır. Ayrıca ürünlerin yakından ve anlaşılır şekilde, yeteri kadar fotoğrafları çekilerek dosyaya alınmalıdır.
Toprak ve bitki analiz sonuçları ile yapılan gözlem sonucu tespit edilen hususlar, taşınmazların santrallere uzaklıkları ve konumları, hakim rüzgar yönüne ilişkin meteoroloji verileri, santrallerin çalışma kapasiteleri ve zamanları değerlendirilerek, toplam metal değerleri ile alınabilir metal değerleri tespit edilip, gerek yasal sınır değerler gerekse literatürde kabul edilen değerler ile kıyaslanarak, toprağın doğal yapısının bu sonuçlara etkileri açıklanarak, davaya konu taşınmazlarda santrallerden kaynaklı bir zarar doğup doğmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli, gerekçeli bir bilirkişi raporu hazırlanmalıdır.
Yapılacak incelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde ise; zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenmeli ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınmalıdır.
Mahkemece, açıklanan yönler gözetilmeyerek, eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.