Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/6918 E. 2015/6992 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6918
KARAR NO : 2015/6992
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … tarafından, davalılar … ve diğeri aleyhine 02/10/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 01/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca adli yardım talepli olarak incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
6100 sayılı HMK madde 334 de “(1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. (2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. (3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.” hükmü getirilmiştir. Aynı kanun madde 336 da ise “(2) Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. (3) Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. (4) Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dilekçeye ekli ve dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının yukarıda belirtilen kanun hükmünün öngördüğü şartları taşıdığı anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
Dava; kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, komşusu olan davalıların dedikoduyu alışkanlık haline getirerek hakaret ve iftirada bulunduklarını namusuna yönelik bu dedikodular nedeniyle evliliğinin bitme noktasına geldiğini belirterek manevi zararının tazminini istemiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların kişilik haklarını ihlal edecek bir eylemlerinin bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının gayri meşru eylemlerini gördüğünü iddia eden tanık … ile bu kişinin aktarımda bulunduğu tanık …’in davalıların kızları oldukları anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu iddiaların niteliği de dikkate alındığında anılan tanıkların anlatımına itibar edilerek gerçeklik olduğunun kabul edilmesi doğru değildir. Şu durumda, davacının kişilik haklarının ihlal edildiğinin kabulü ile uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 28/05/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 28/05/2015