YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/332
KARAR NO : 2015/4727
KARAR TARİHİ : 14.04.2015
Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 17/04/2012 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca adli yardım talepli olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki belgeler incelenerek gereği görüşüldü.
6100 sayılı HMK madde 334 de “(1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. (2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. (3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.” hükmü getirilmiştir. Aynı kanun madde 336 da ise “(2) Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. (3) Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. (4) Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dilekçeye ekli ve dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalının yukarıda belirtilen kanun hükmünün öngördüğü şartları taşıdığı anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, haksız fiil nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının er olarak görevli iken resmi plakalı araç ile askeri üs içerisinde kaza yaparak Hazine zararına sebep olduğunu beyanla uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece davalının kusuru ile zararın meydana geldiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından zarar miktarına ilişkin herhangi bir bilirkişi raporunun alınmadığı, davacının talep ettiği 3.025,72 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya arasında bulunan ve davacı idarece düzenlenen kati hasar tespit raporunda ise ödetmeye esas olan miktar 1.520,13 TL olarak belirlenmiştir. Şu halde, zarar kapsamının belirlenmesi yönünde bilirkişi raporu alınmalı ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı kararın bozulması gerekmiştir.
b) Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir. Davalı, Anayasa’nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik görevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve bu hizmetin anayasal bir görev niteliğinde olması nedeniyle, tazminatın tamamından sorumlu tutulması, hakkaniyet öğesinin kapsam belirlemede dikkate alınmamış olunması sonucunu doğurur. Şu durumda anılan öğe değerlendirmeye katılarak belirlenen tazminattan belirli bir indirim yapılması gereklidir. Yerel mahkemece açıklanan yönün gözetilmemesi doğru olmadığından karar bu nedenle de bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.