Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/2959 E. 2015/4647 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2959
KARAR NO : 2015/4647
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı …aleyhine 07/10/2008 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, PTT memuru olduğunu tebligat yapmak için davalının evine girmek zorunda kaldığını davalının kendisini tehdit ettiğini ve hakkında yersiz şikayetçi olduğunu iddia ederek tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacının tebligat evrakını getirip doğrudan muhtara bıraktığını, ancak tebligat evrakının üzerinde muhtarın imzası değil “bizzat tebligat” yazdığını, davacı ile iki sokak ileride karşılaştığını, imzayı ben atmadım kim attı diye sorduğunda davacının ”imzayı sen attın” dediğini, imzanın “H” harfi ile başladığını bu durumu sorduğunda davacının cevap veremediğini, bu nedenle davacı hakkında şikayetçi olduğunu, tehdit iddiasının da gerçek olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davalının “benim senle mahkemem var halen devam ediyor, söyle müdürüne seni halen niye buraya gönderiyor, ben senin elinden evrak felan almam seni memurluktan attırırım. Sen görürsün gününü” şeklinde sözler söyleyerek davacıyı tehdit ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TMK’nın 24. ve 25. maddesine göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden mahkemenin hükme esas aldığı Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2007/567 esas sayılı dosyasına ilişkin kararı Yargıtay Ceza Dairesi’nin 2011/16474 esas, 2013/12181 karar sayılı ilamı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı değildir. Ayrıca; davalının yapmış olduğu şikayete konu olay hakkında dinlenen davacının meslektaşı tanık …’in ifadesi de dikkate alındığında davalının sarf ettiği iddia edilen sözlerin tehdit amaçlı söylenmediği, daha önce aralarında geçen olaylardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Şu halde, söylenen sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile talebin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.