Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/2744 E. 2015/6667 K. 25.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2744
KARAR NO : 2015/6667
KARAR TARİHİ : 25.05.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 23/09/2014 gün ve 2013/18141-2014/12137 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istemi reddedilmelidir.
2-Davacının diğer karar düzeltme istemlerine gelince;
a)Dava, icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece işin esası incelenerek davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına, davalının itirazı haksız olduğundan asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23/09/2014 tarih 2013/18141 Esas ve 2014/12137 Karar sayılı ilamı ile dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı oyçokluğu ile bozulmuştur.
Davacı bozma kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Uyuşmazlık yediemin alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece taraflar arasında düzenlenen yedieminlik sözleşmesinde öngörülen ücret dikkate alarak yapılan hesaplamaya göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı dava konusu alacağının genel hükümler uyarınca ödetilmesini talep edebileceği gibi, icra takip dosyasında yedieminlik ücretinin tahsili amacıyla çıkarılan muhtıraya rağmen alacağı ödenmediğinden İcra ve İflas Kanunu’nun 88. maddesinin tanıdığı olanaktan yararlanarak İcra Mahkemesinde dava açabilir. Davacı genel hükümler uyarınca yedieminlik ücretinin tahsilini istediğinden yerel mahkemenin işin esasını incelemesi yasalara uygun olduğundan davacının karar düzeltme istemi kabul edilip Dairemizin yukarıda tarih, esas ve karar numarası yazılı bozma kararı kaldırılmış ve bozma öncesi davalının temyiz itirazları incelenmiştir.
b)Mahkemece davanın kabulü, itirazın iptali ve takibin devamı ile birlikte % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 67/2 maddesine göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerekir. Dava konusu alacak likit olmayıp alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın HMUK’nun 438/son maddesi gereğince düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: 1-Yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, öteki karar düzeltme istemlerinin ilk bentteki sebeplerle reddine,
2-Davalının temyiz itirazlarına gelince;
(3-b) nolu bentteki nedenlerle hüküm fıkrasının ilk bendindeki “davalının itirazı haksız bulunmakla asıl alacak yönünden üzerinden hesap edilecek % 40 icra inkar tazminatına davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine” sözcük dizisinin çıkarılmasına, öteki temyiz itirazlarının (3-a) nolu bentteki sebeplerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/05/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, icra takibi sırasında haciz edilen malın tarafların dışında üçüncü kişiye yediemin olarak teslim edilmesi halinde yedieminin ücret alacağını almak için açtığı dava veya yedieminin kendisine teslim edilen malı istendiğinde iade etmemesi üzerine yediemine karşı açılan tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık, her iki olasılıkta da görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi ? yoksa İcra Tetkik Mercii Mahkemesi mi ? olacağı noktasında toplanmaktadır.
Zira, dairemizde bu konuda oy birliği bulunmamakta bir kısım sayın üyeler Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olacağını söylerken bir kısım üyeler İcra Tetkik Mercii Mahkemesinin görevli olduğunu ileri sürmektedir.
Konulara ilişkin yasal düzenlemeleri incelediğimizde;
İ.İ.K.’nun 88/2 maddesinde “masrafı peşin olarak alacaklıdan alınmak kaydı ile üçüncü şahıs nezdinde bırakılabilir.” denilmektedir.
İ.İ.K.’nun 88/5 maddesinde ise “İcra dairesi hukuken artık depo ve garajda muhafazasına gerek kalmayan malı vereceği münasip süre içinde geri alınmasını ilgililere resen bildirir. Verilen süre içinde geri alınmazsa icra memuru tetkik merciinin kararı ile menkul satışları uyarınca malı satar elde edilen miktardan muhafaza ve satış giderleri ödenir. Artan miktar icra dairesinde muhafaza olunur. Bu hükümden ortaya çıkan itilaflar Tetkik Mercii tarafından basit yargılama usulü ile çözümlenir.” denmiştir.
Yine, icra dairesince haciz edilip üçüncü kişilere yediemin olarak bırakılan ancak istendiğinde iade edilmeyen mallarla ilgili olarak yapılan düzenleme ise,
İ.İ.K.’nun 358 nci maddesinde de şöyledir. “Üçüncü şahıs icraca haciz olunup kendisine bırakılan malları icra dairesinden istendiği anda evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir.
Bu suretle eline bırakılan malların kendisine atfolunamayacak bir sebepten telef veya ziyanını ispat edemeyen üçüncü şahıs (yediemin) hakkında ceza takibinden başka evvelce tespit edilmiş olan kıymetler hükme hacet kalmaksızın icra dairesinde re’sen tazmin ettirilir.
Bu kıymetleri tazmin ile mükellef olanlar (yediemin) icra dairesinin talep ve kararlarına karşı Tetkik Mercii’ne İ.İ.K.’nun 16 ncı maddesiyle tayin edilen müddet içinde şikayette bulunabilirler.”
Bu yasal düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı üzere, icra takibi sırasında üçüncü kişi olarak yediemine teslim edilen mallardan dolayı gerek malların muhafaza masrafları, gerek yediemin ücretlerinin ve gerekse yediemine teslim edilip de istendiğinde iade edilmeyen mallardan dolayı uğranılan zararlarda İ.İ.K.’nun 88 ve 358 nci maddelerine göre icra memuru re’sen hareket etmek üzere görevlendirilmiş uyuşmazlık halinde de görevli mahkeme olarak İcraTetkik Mercii tayin edilmiştir.
Uyuşmazlıklara hangi mahkemelerin bakabileceği kanunla düzenlenir. Kanunun görevlendirmediği mahkemenin görevsiz olduğu halde uyuşmazlığa bakması kamu düzenine aykırılık teşkil eder ve verilen karar yok hükmündedir.
Bu davalarda icra takibinin esas alınması ve düzenlemenin İ.İ.K.’da yapılmış olması karşısında İ.İ.K.’nundaki düzenleme özel nitelik taşır. Özel düzenlemenin olduğu ve uyuşmazlığı çözecek nitelikte hükümler olduğu sürece genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde uyuşmazlığın çözülmesi, hem kamu düzenine, hem hukukun temel ilkelerine ve hem de kanun gereğince görevlendirilmeyen bir mahkeme olarak uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi yasaya aykırıdır.
Sonuç olarak, icra takibi nedeniyle üçüncü kişi olarak yediemine bırakılan mallarla ilgili yediemin ücretinden veya yedieminin istendiğinde malı iade edememesi sonucu uğranılan zararlarla ilgili tazminat taleplerinde İ.İ.K.’nun 88 ve 358 nci maddeleri gereğince öncelikle yani dava açılmadan önce icra müdürlüklerinden re’sen hareket etmesi beklenecek, ancak her halukarda dava açılmasının gerekmesi halinde İcra Tetkik Merciileri görevli olup, Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli değildir. Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olacağına dair hiçbir hüküm ve düzenleme yoktur. Uygulama ile bir mahkeme görevli hale getirilemez. Zira mahkemelerin görevleri yasa ile belirlenir.
Sayın çoğunluğun karşı görüş ve kararlarına katılmıyorum. 25/05/2015