Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/2698 E. 2015/4644 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2698
KARAR NO : 2015/4644
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … ve diğeri aleyhine 01/09/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, basın yayın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, … Gazetesi’nin 14/08/2010 tarihli baskısında, “…” başlıklı köşe yazısında kişilik haklarına doğrudan ve ağır şekilde saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davacının Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olup, ülkede sürekli gündem oluşturan ve toplumun gözü önünde siyasi kişiliğe sahip olduğunu, 8 yıldır iktidarda bulunan partinin önde gelen isimlerinden birisi olup, sert eleştirilere uğramasının olağan karşılanması gerektiğini beyanla, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kullanılan ifadeler gözetildiğinde, eleştiri sınırının aşıldığı, davacının kişilik haklarına saldırı bulunduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olayda; basın özgürlüğünün sınırları aşılarak davacının Anayasanın temel hak ve özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmuş ise de, olay tarihi, olayın gelişim şekli ve yukarıdaki ilkeler gözönüne alındığında hükmedilen manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.