Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/1992 E. 2015/4180 K. 06.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1992
KARAR NO : 2015/4180
KARAR TARİHİ : 06.04.2015

Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 14/01/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 06/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olan davalı tarafından kendisine kalp pili takıldığını, 5-10 yılda bitmesi gereken kalp pilinin 1,5 senede bittiğini belirterek, davalının gerçekleştirdiği yanlış tedavi nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararının giderilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 sayılı Yasa m.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K. sayılı Kararı). Bu konudaki yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da; bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; kamu görevlisi davalının yanlış tedavisi ile davacının zarara uğradığı ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13/1. maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; davalıya husumet yöneltilmesi doğru değildir. Şu halde davanın husumet nedeniyle reddedilmesi gerekirken, işin esası incelenerek karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.