Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/15210 E. 2017/5305 K. 03.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15210
KARAR NO : 2017/5305
KARAR TARİHİ : 03.10.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına izafeten … aleyhine 10/12/2013 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; … Devlet Hastanesinde iç hastalıkları uzmanı olarak görev yaptığını, içinde yer aldığı sağlık kurulu tarafından, dava dışı diyaliz hastası olan …’ün haftada üç kez hemodialize girmesi için … Devlet Hastanesi ile … köyü arasında özel oto ile gidip gelmesinin sağlığı açısından uygun olacağına dair rapor düzenlendiği; davalı kurum Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından bahsi geçen hastanın özel oto ihtiyacı bulunmadığının tespit edilerek, hakkında yersiz ödendiği iddia edilen meblağın tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün 2011/2431 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, düzenlediği rapor nedeniyle kusurunun bulunmadığını ve kurumu zarara uğratmadığını beyan ederek, davalıya borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davacı ile aralarındaki ihtilafın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndan kaynaklandığını, bu kanuna göre görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu uyuşmazlığın, 5510 Sayılı Kanun’un 101. maddesi gereğince İş Mahkemesi’nin görev alanına girdiği gerekçesi ile İş Mahkemesi sıfatı ile çözümlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur. Somut olayda, uyuşmazlık davalı kurumda doktor olarak görev yapan davacının, aleyhine kurum tarafından yapılan icra takibi nedeniyle, kurumu zarara uğratmadığı iddiasıyla menfi tespit istemine ilişkin olup taraflar arasında sosyal güvelik hukukundan doğan ihtilafın bulunmadığının belirgin olması karşısında; davaya bakma görevinin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek, davanın İş Mahkemesi sıfatı ile bakılıp sonlandırılması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 03/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.