Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/13148 E. 2015/13366 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13148
KARAR NO : 2015/13366
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/06/2015
NUMARASI : 2015/458-2015/532

Davacılar R.. K.. ve diğeri vekili Avukat Nihat tarafından, davalı İ.. Ş.. aleyhine 20/05/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 16/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece husumet yönünden dava reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalı polis memurunun saldırısına uğradıklarını, saldırı neticesinde yaralandıklarını, korku ve endişeye maruz kaldıklarını belirterek manevi tazminat talep etmişlerdir.
Mahkemece, kamu görevlisi olan davalının eyleminin hizmet kusuru niteliğinde olduğu, Anayasa m. 129/5’e göre memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. Ne var ki, bu kural mutlak olmayıp; idari yetkilerin kullanılma alanı ile, eş anlatımla, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Özellikle, haksız eylemlerde (fiili yol); kamu görevlisinin, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda, davalı polis memurunun davacılara saldırması ve onları yaralaması şeklindeki eylemleri açıkça kişisel kusur oluşturur ve kamu görevi ile ilişkilendirilemez. Bu davaların, Anayasa m.129/5 kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir. Şu durumda, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın husumet nedeniyle reddedilmesi doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.