YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13004
KARAR NO : 2017/4105
KARAR TARİHİ : 15.06.2017
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı aleyhine 12/02/2013 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı mermer arama ruhsatının devri konusunda davalı ile aralarında 04/03/2011 günlü yapılan sözleşme gereğinin davalı tarafça yapılmaması nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şart ile ruhsat masraflarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı cevabında: mermer arama sahasında işlenebilir mermer rezervi olmadığından akdin konusunun imkansız olduğunu, sözleşmenin yok hükmünde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının sözleşme uyarınca işletme değil, arama ruhsatının devralma borcu altına girdiğinden sözleşmenin konusuz kaldığı savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle cezai şart bedeli yönünden istem kabul edilmiş; masraflar yönünden ise, masrafların cezai şart bedeli içinde olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun 38/4 maddesi uyarınca “Madenler üzerinde iktisap edilecek haklar tescil edilmedikçe hüküm ifade etmez.” Yine 06/07/1970 günlü Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında “arama ruhsatının devrine dair ön sözleşmenin de kanundaki şekle göre yapılması gerektiği” belirtilmiştir.
Dosya incelendiğinde; taraflar arasında adi şekilde 04/03/2011 tarihinde yapılmış başlıklı arama ruhsatlı mermer sahasının ruhsatının devri konusunda sözleşme imzalandığı ve sözleşmeye aykırı davranan tarafın diğer tarafa 30.000 TL ödemekle yükümlü olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu haliyle, taraflar arasında imzalanan ve adi şekilde yapılmış olan sözleşme yukarıda belirtilen Maden Kanunu’nun 38. maddesine ve 1970 günlü uygun olmadığından geçersizdir. Cezai şartın istenebilmesi için geçerli bir sözleşmenin bulunması gerekir. Şu durumda, davacının geçerli olmayan sözleşmeye dayalı olan cezai şart bedeli isteğinin reddi gerekir.
Anılan yön gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde cezai şart bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.