Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/12817 E. 2015/12549 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12817
KARAR NO : 2015/12549
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2015
NUMARASI : 2015/56-2015/95

Davacı G.. Ö.. vekili Avukat S.. O.. tarafından, davalılar M.. I.. ve diğerleri aleyhine 23/05/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı ile davalılar M..A.. ve davalı K.. G..’ün temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı H.. B..’in temyizine gelince;
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, A.. M.. üyesi olduğunu, dava dışı şahıslarca hakkında yapılan telefon görüşmesi detaylarının Z..G..10/06/2010 tarihli sayısında ve aynı gazetenin internet sitesinde yayınlandığını, bu telefon konuşmalarında davacıyla ilgili gerçek dışı, kişilik haklarını rencide edici nitelikte yakıştırmalarda bulunulduğunu ve mesleği ile ilgili tarafgir algılamasına neden olunduğunu iddia ederek tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesinde basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddî ve manevî zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı yönünde düzenleme getirilmiş olup hukuki sorumlular arasında sorumlu yazı işleri müdürü bulunmamaktadır.
5187 sayılı Basın Kanun’un 2/c maddesi gereğince süreli yayın niteliğindeki dava konusu haberin yayımlandığı 10/06/2010 günlü gazetenin sorumlu müdürü olan davalı H.. B..’e 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesi gereğince husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, hakkındaki davanın husumet yönünden reddedilmesi gerekirken tazminat ile sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı H.. B.. yararına BOZULMASINA, davacı ve diğer davalıların temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalılardan H.. B..’den peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/11/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

1- Bozma kararının (2) nolu bendine aynen katılıyorum.
2- Diğer davalılar ile ilgili esasa ilişkin karara katılmıyorum. Zira,
Dinleme yapılan konuşmadaki beyanların doğru olması yani dinleme yapıldığının sabit olması bu beyanların davalı tarafça söylenmediği gibi davalı tarafın ekleme ve yorum yapmaksızın beyanları haber konusu yapmış olması gözönüne alındığında basın toplumu bilgilendirme görevini yerine getirmiştir. Haber, yayının yapıldığı dönem itibariyle gerçek ve günceldir. Bu hali ile haber hukuka uygun olup kişilik haklarına saldırı teşkil etmez.
Yasa dışı dinlemeyi davalı basının yaptığı iddia ve ispat edilmediğine göre, yasa dışı dinlemeyi yapanlar ile dinlenilen kişilerin varsa kişilik haklarına saldırı oluşturabilecek söylemlerinden dolayı kendilerine dava açılabileceğinden davalı basının ve mensuplarının sorumlu tutulmalarına ilişkin mahkeme kararına ve sayın çoğunluğun bu kararı uygun bulma görüş ve düşüncelerine katılmıyorum. 09/11/2015