Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/12813 E. 2015/13328 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12813
KARAR NO : 2015/13328
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2015
NUMARASI : 2015/163-2015/380

Davacı B.. B.. vekili Avukat Orhan tarafından, davalı A.. S.. aleyhine 01/02/2012 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
a) Mahkemece verilen 19/02/2013 tarih ve 2012/82 esas, 2013/34 karar sayılı hüküm Dairemizin 15/01/2015 tarih, 2014/17305 esas, 2015/321 karar sayılı ilamıyla özetle ”…varsa taraflar arasındaki sözleşme incelenerek faiz türünün belirlenmesi…” gerektiğinden bozulmuştur. Davalının diğer temyiz itirazları ise bozma ilamının ilk bendinde açıkça belirtildiği üzere reddedilmiştir. Mahkemece anılan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Şu durumda, ilk hükmün bozma dışında kalan kısımları kesinleşmiştir. Mahkemece bu olgu dikkate alınmadan, uyuşmazlığın kesinleşen kısmıyla ilgili hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, bozma ilamına uyulmakla davacı yararına kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden, bozma öncesi kararda alacağın %40’ı oranında belirlenmiş olan icra inkar tazminatının %20 oranına indirilmesi de doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında taraflar arasındaki sözleşme incelenerek uygulanacak faiz türünün belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece taraflar arasındaki faize ilişkin bir anlaşma bulunmadığı gerekçesiyle faiz istemi reddedilmiştir. Davacı icra takibinde faiz isteminde bulunduğuna göre takip tarihinden itibaren en azından yasal faiz isteyebilir. Mahkemece bu olgu göz ardı edilerek faiz isteminin tümden reddi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a-b) numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.