Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/1232 E. 2015/4753 K. 14.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1232
KARAR NO : 2015/4753
KARAR TARİHİ : 14.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 07/01/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 03/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının dolandırıcılık suçundan şikayeti nedeniyle hakkında kamu davası açıldığını ve yargılama sonucunda beraat ettiğini, yapılan bu haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/1. maddesine göre öngörülen zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halükarda 10 yıldır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu 74 maddesine göre ise zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl ve her halükarda 10 yıldır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının davacıyı dolandırıcılıkla suçladığı anlaşılmaktadır. Davaya konu eylem 5237 sayılı TCY kapsamında dolandırıcılık suçu olup davacı da bu suç nedeniyle yargılanmıştır. O halde, olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesinde ceza zamanaşımı süresine bakılmalıdır. Kaldı ki, ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için somut olay ile ilgili bir soruşturma ya da kovuşturma açılmış bulunması da şart değildir.
Şu durumda davanın açıldığı günde olay tarihinden itibaren uzamış ceza zamanaşımı 5237 sayılı TCY’nın 66/e maddesi gereğince 8 yıl olup, ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı açıkça anlaşılmakta olduğundan işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.