Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/12124 E. 2015/12938 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12124
KARAR NO : 2015/12938
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2014
NUMARASI : 2014/376-2014/519

Davacı Z. Turizm Petrol Taşımacılık Dış Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat Murat Ağaçhanlı tarafından, davalı Maliye Bakanlığı aleyhine 15/07/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 13/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız el koyma nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, idari yargının görevli olduğundan bahisle görev yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, müşterisine satılan yakıt için taşıma yapılırken 23/07/2003 tarihinde jandarma görevlileri tarafından yakıta ve araçlara haksız olarak el konulduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, jandarma tarafından yapılan el koyma işleminin hukuka uygun olup olmadığının tartışılması gereken yerin idari yargı mahkemeleri olması gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 04/12/2004 tarihinde kabul edilmiş olup 17/12/2004 tarih ve 25673 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış; 31/03/2005 tarih ve 25772 Mükerrer sayılı resmi gazetede yayımlanan 5328 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi ile yürürlüğe ilişkin 334. maddede geçen “1 Nisan 2005” ibaresi “1 Haziran 2005” olarak değiştirilmekle bu tarihte yürürlüğe girmiştir.
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” başlıklı 6. maddesi “(1) Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144 üncü maddeleri hükümleri, 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanır. (2) Bu tarihten önceki işlemler hakkında ise 07/05/1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” şeklindedir.
Mülga 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesi özü itibariyle haksız yakalanma ve tutuklanma hallerinde uğranılan zararın bu Kanun hükümlerince karşılanacağını, 2. maddesi ise, 1. maddede yazılı sebeplerle zarara uğrayanların, kendilerine zarar veren işlemlerin yapılmasına esas olan iddialar sebebiyle haklarında açılan davalar sonunda verilen kararların kesinleştiği veya bu iddiaların mercilerince karara bağlandığı tarihten itibaren üç ay içinde, ikametgahlarının bulunduğu mahal ağır ceza mahkemesine bir dilekçeyle başvurarak uğradıkları her türlü zararın tazminini isteyebileceklerini düzenlemiştir.
Bu Kanunu kaldıran 5320 sayılı Kanun ile tazminat koşulları ve kapsamı genişletilmiş; 5271 sayılı Kanuna atıfla, 466 sayılı Kanunda yer verilmeyen “eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kişiler” için de maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilme olanağı getirilmiş; ancak bu talebe konu işlemlerin 01 Haziran 2005 tarihinden sonra gerçekleşmesi halinde yeni yasanın uygulanacağı da açıkça ifade edilmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemeler göstermektedir ki, 01 Haziran 2005 tarihinden önce eşyaya haksız el konulmasına ilişkin tazminat talepleri konusunda ne 466 sayılı Kanunda, ne de eski Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda açık bir yasal düzenleme olmadığı için bu tip davalara genel mahkemelerde ve yine tazminat hukuku ilkelerine göre bakılması gerekir. Ancak 5271 ve 5320 sayılı Yasalar ile 01 Haziran 2005 tarihinden sonra ilgili maddelerde sayılan işlemlerden doğan zararların Devletten istenebileceği açıkça düzenlenmiş ve yine bu tür tazminat davalarına bakma görevi Ağır Ceza Mahkemelerine verilmiştir.
Eldeki davanın dayandığı maddi olgu, davacıya ait araçlara ve yakıta suça konu olduğu iddiasıyla 23/07/2003 tarihinde jandarma tarafından haksız el konulmuş olmasıdır.
Şu durumda; tazminat istemine dayanak alınan işlemin tarihi 23/07/2003 olup 01 Haziran 2005 tarihinden öncedir. Bu işlemden kaynaklanan tazminat davası, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” başlıklı 6. maddesindeki açık hüküm karşısında ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girmemekte; bu tarihten önceki işlemlere uygulanacağı belirtilen 466 sayılı Kanunda da düzenlenmediği için genel hükümlere göre genel hukuk mahkemelerince bakılıp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
Sonuç itibariyle; 01 Haziran 2005 tarihinden önce, 23/07/2003 tarihinde yapılan işlemlerden kaynaklanan eldeki tazminat davasına bakma görevi adli yargıda asliye hukuk mahkemesine aittir. Tüm bu açıklamalar ışığında; yerel mahkemece işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, idari yargının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.