Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/1097 E. 2015/5469 K. 04.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1097
KARAR NO : 2015/5469
KARAR TARİHİ : 04.05.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar … ve diğeri vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve diğeri aleyhine 16/01/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan … tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı …’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlar reddedilmelidir.
2- Davalı …’in diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan … tarafından temyiz olunmuştur.
Dava dilekçesinde, davalıların tam kusurlu olduğu savı ile istemde bulunulmuştur. Yargılama sonucunda, davacıların desteğinin de bölüşük kusuru olduğu saptanmış ve mahkemece de benimsenmiştir. Ancak, davacıların manevi tazminat istemlerinin tamamı hüküm altına alınmıştır. Davacıların desteğinin benimsenen bölüşük kusuruna karşın, manevi tazminatın aynen kabulü; sonucu bakımından, istemin aşılması niteliğindedir. (HMK m.26/1) Şu durumda, manevi tazminat istemlerinden matematiksel de olmamak üzere takdir edilecek oranda indirim yapılması gerekir. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalılardan … yararına BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine 04/05/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir
Öteden beri kabul edilen anlayışa göre, maddi tazminat hesaplanır, manevi tazminat ise takdir edilir. … sistemlerinde manevi zarar takdir edilirken belirli ölçütlere uyulması gereklidir. Günümüzde bu ölçütler, manevi tazminatın maddi zararı tamamlaması ve denkleştirmesi, caydırıcı olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olması, haksız eylemin niteliği, olayın ve eylemin ağırlığı, kusur durumu, zarar görenin ve zarar verenin kişilikleri, meslek yaşamının sona ermesi ve ekonomik geleceğin sarsılması gibi ölçütlerdir.
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya bakacak olursak; davacılar çocukları …’nu kasten öldüren … ile bu eyleme katıldığını iddia ettikleri …’dan maddi ve manevi tazminat talep etmişlerdir. Maddi zarar bilirkişi marifetiyle tespit ettirilmiş, manevi tazminat ise talep edilen miktar kadar takdir edilmiştir. Maddi zarardan, ölenin bölüşük kusuru oranında indirim yapılmıştır. Manevi tazminatı takdir ederken hakim taleple bağlı kalmak ve yukarıdaki ölçütleri dikkate almak suretiyle hakkaniyete uygun bir miktar belirlemekte serbesttir. Bu takdir yapılırken başlangıçta bütün faktörler gözönünde tutulmalıdır. Hesaplamaya tabi olmayan ve birçok ölçüt dikkate alınarak takdir edilen bir miktardan yine aynı nedenlerle indirim yapılamaz. Kaldı ki manevi tazminatın bölünmezliği ilkeside dikkate alındığında, bir bütün olan talebin, Hakim tarafından takdir edilmesinden sonra bölüşük kusurdan dolayı indirilmesi, manevi tazminatın tamamlayıcı ve denkleştirici işlevine de aykırı olacaktır.Olayımızda, çocuklarını kaybeden anne ve babanın telafisi imkansız olan kayıpları için hesaplanan maddi tazminat miktarı yetersiz düzeydedir. İşte bu maddi tazminatın eksikliğini kısmen de olsa manevi tazminatla giderme imkanı bulunmaktadır. Davacıların manevi tazminat istekleri de düşük seviyededir. Hakim bütün bunları gözönünde bulundurarak manevi tazminat talebini olduğu gibi kabul etmek suretiyle takdir hakkını isabetli bir şekilde kullanmıştır. Bu itibarla yerel mahkeme kararının manevi tazminat yönünden de onanması gerektiği görüşü ile Dairemizin değerli çoğunluğunun, manevi tazminatta haksız tahrik nedeniyle indirim yapılması görüşüne katılmıyorum. 04/05/2015