Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/10490 E. 2015/13412 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10490
KARAR NO : 2015/13412
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2015
NUMARASI : 2014/542-2015/100

Davacı F.. K.. vekili Avukat Hüseyin tarafından, davalı S.. G.. aleyhine 10/10/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 25/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kasten yaralamadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından darp edildiğini iddia ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ceza dosyasının 18/04/2012 tarihinde kesinleştiği davacının 2 yıllık zamanaşımı süresince davasını açmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Borçlar Kanununun 60. maddesi “haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağını” düzenlemektedir. Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da bu uzun zamanaşımı süreleri uygulanır.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 72. maddesinde ise tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı süresinin uygulanacağı açıkça düzenlenmiştir.
Davaya konu olayda; davalının eylemi suç teşkil etmekte olup, mahkeme gerekçesinde de ceza mahkemesi kararına açıkça atıfta bulunulmuştur. Zamanaşımı davaya konu haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren eylemin niteliği de gözetildiğinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 66/1-e maddesinde öngörülmüş olan 8 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup dava tarihi itibariyle bu süre de henüz dolmamıştır.
Şu halde; mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olmamış ve davanın esastan incelenip sonucuna göre karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.