Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2015/10158 E. 2016/10548 K. 27.10.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10158
KARAR NO : 2016/10548
KARAR TARİHİ : 27.10.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 23/03/2007 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi-manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; olay tarihinde davalının, tarla sürmekte kullandığı traktörün çapasını evinin yanındaki boşluğa önlem almaksızın gelişi güzel bırakması neticesinde, çapanın o alanda top oynamakta olan davacının küçük kızı …’in üzerine devrildiğini, adı geçenin Adli Tıp Kurumu’nun 14/11/2006 tarihli raporuna göre başından ve yüzünden hayati tehlike geçirecek, yüzde sabit eser oluşacak ve vücutta kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığını, davalı hakkında “taksirle yaralama” suçundan ceza davası açıldığını, … Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/157 esas, 2007/55 karar sayılı ilamı ile davalı hakkında adli para cezası verildiğini, bu kararın 28/06/2010 günü kesinleştiğini belirterek uğranılan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanunu 47. maddesi (TBK md. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olaya gelince; olayın oluş şekli, gelişim biçimi, küçük kızın yüzünde sabit eser meydana gelmesi, tarafların sosyal ekonomik durumu ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, davacı yararına daha yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının ise diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.