Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/9745 E. 2015/6649 K. 25.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9745
KARAR NO : 2015/6649
KARAR TARİHİ : 25.05.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 06/04/2012-06/07/2012 gününde verilen dilekçeler ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Asıl ve birleşen dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Asıl ve birleşen davalarda, vekil sıfatını taşıyan davalı tarafından verilen dilekçeler ile yine vekil durumunda bulunan davacının kişilik haklarının ihlal edildiği ileri sürülmüştür.
Cevap dilekçelerinde, savunma hakkı kapsamında ve hukuka uygunluk sınırları içerisinde kalındığı savunulmuştur.
Mahkemece, savunma sınırlarının aşıldığı benimsenmiş ve yazılı biçimde karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; tarafların Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/399 esas sayılı dosyasında vekil olarak görevli bulundukları, davacı tarafın, sözleşme ilişkisinin bulunduğunu ileri sürdüğü, davalı tarafın ise aksini savunduğu; ayrıca, suç savına dayalı uyuşmazlıkların da olduğu anlaşılmaktadır.
Asıl davaya konu 13/12/2011 günlü cevap dilekçesinin davalı vekili sıfatıyla düzenlendiği, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığının belirtildiği, bu yönde olmak üzere, davacı tarafın dayandığı delillerin yetersizliğine işaret edildiği, ileri sürülen ve savunulan olguların bütünü göz önünde tutulduğunda sert bir biçimde savunma hakkının kullanıldığı ve bu anlamda hukuka uygunluk sebebinin mevcut bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, asıl davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, kısmen kabulü yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2- Dosya kapsamından, birleşen davaya konu dilekçe ile ilgili olarak davalı hakkında açılan ceza davasının Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/941 esas sayılı dava dosyasında kayıtlı ve derdest bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olay itibariyle, ceza mahkemesi kararının sonucunun eldeki davaya etkisi söz konusudur. Şu durumda, mahkemece bekletici mesele yapılması gerekir. Birleşen davaya ilişkin olarak verilen karar bu nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Asıl dava dosyasında verilen kararın, yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davacının asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Birleşen dava dosyasında verilen kararın ise yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının öteki temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.