Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/8897 E. 2015/4678 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8897
KARAR NO : 2015/4678
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 10/02/2007 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, davalı yararına red olunan miktarın %40 ‘ı oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine dair verilen 20/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddi ile davalı yararına red olunan miktarın %40 ‘ı oranında kötüniyet tazminatına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının belediye başkanlığı yaptığı dönemde, belediyeye ait lojman kirası, çevre vergisi ve içme suyu borcunu ödemediği gerekçesi ile ilamsız icra takibi yaptığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile davalının takip miktarının %40 ‘ından az olmamak üzere tazminat ödemesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunarak, davacının takip miktarının %40 ‘ından az olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkemece, davacıdan talep edilen takip dayanağı belgelerin kesin süre içinde sunulmaması nedeni davanın reddi ile davalı yararına red olunan miktarın %40’ı oranında kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.
İİK 67/II maddesi uyarınca, davanın reddine karar veren mahkeme, alacaklının kötü niyetli icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varırsa, alacaklıyı borçluya kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum eder. İtirazın iptali davasını kazanan borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davacı alacaklının yaptığı icra takibinin haksız bulunması tek başına yeterli değildir. Bundan başka bu icra takibinin kötüniyetle yapılmış olduğunun da ispat edilmesi gerekmektedir. İcra takibinin kötüniyetle yapıldığı ispat edilemez ise, itirazın iptali davası reddedilen davacı alacaklı kötüniyet tazminatına mahkum edilemez.
Dosya kapsamından, davalının Niğde Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/68 esas 2007/169 karar sayılı dosyası ile görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçlarından yargılandığı, alınan bilirkişi raporunda,davalının beş yıl boyunca lojman kirasını ödememek sureti ile görevi ihmal ettiğinin belirtildiği, ceza kararında ise, davalı …’un belediye lojmanında beş yıl süre ile kira ödemeksizin oturması konusunun tazminat davasına konu olduğu kanaati ile mevcut suçtan beraatine, diğer suçlardan ise adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay Ceza Dairesi tarafından zamanaşımı nedeni ile düşme kararı verildiği görülmüştür. Bu durumda, davacı alacaklının takip yapmakta kötüniyetli olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı temyiz dilekçesi ile, kendisi aleyhine hükmedilen kötüniyet tazminatının doğru olmadığını belirterek yalnız bu doğrultuda kararı temyiz etmiştir. Davacının temyiz incelemesi de bu yönde yapılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerekmektedir. Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden mahkeme kararının HUMK’un 438/son maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan ”Davalı yararına red olunan miktarın %40 ‘ı oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine” cümlesinin çıkartılarak kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.