Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/7550 E. 2015/4146 K. 02.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7550
KARAR NO : 2015/4146
KARAR TARİHİ : 02.04.2015

Asliye Ticaret Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 12/03/2013 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının kendisi hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, süresinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğunu ancak icra dosyasının UYAP sistemi üzerinde görünmesi nedeniyle çalıştığı bankalardan uyarılar aldığını belirterek söz konusu icra dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile haksız icra takibinin iptalini istemiştir.
Davalı, mahkemenin görevli ve yetkili olmadığını, davacının takibe yapmış olduğu itiraz üzerine itirazın iptali davası açtıklarını ve bu nedenle davacının hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’ nın 14/1-h maddesi uyarınca; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması bir dava şartıdır. Aynı yasanın 115. maddesi uyarınca ise; mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğundan söz edebilmek için, ihlal edildiğini ileri sürdüğü hakkını elde edebilmek adına mahkeme kararına muhtaç bulunması gerekir. Bu bağlamda, hukuki korunmada, (davada) zorunluluk olmalıdır. İdeal veya geleceğe dönük bir yarar yeterli değildir. Kural olarak, eda davalarında hukuki yararın varlığı asıldır ve ayrıca bu yönde bir ispat yükümlülüğü yoktur. Tespit davalarında ise; hukuki ilişkinin varlığının, ‘hemen’ tespit edilmesinde davacının korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir.
Somut olayda; davalının davacı aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine davacı süresinde itiraz etmiş ve takip onun yönünden durmuştur. Bunun üzerine davalı tarafından İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2013/154 esas sayılı dosyası ile görülen itirazın iptali davası açılmıştır. Davacının takip konusu borca yönelik itirazlarını söz konusu davada ileri sürme imkanı bulunmakta olup, eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur. Mahkemece açıklanan olgular ve yasal düzenlemeler gözetilerek, davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasını incelenmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.