Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/7266 E. 2015/4291 K. 07.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7266
KARAR NO : 2015/4291
KARAR TARİHİ : 07.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 23/07/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, haksız haciz ve haksız fiil nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davacı ve davalının bir süre birlikte yaşadıklarını, davacının ayrılacağını söylemesi üzerine davalının davacının imzasının bulunduğu senet üzerinde tahrifat yaparak icra takibine koyduğunu; açtıkları menfi tespit davasında bir kısma yönelik borcun olmadığının tespitine karar verildiğini; ayrıca davalının resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırıldığını ve kararın kesinleşmiş olduğunu; davacının belirtilen davalar ve işlemler nedeni ile 2005 yılından bu yana sürdürdüğü hukuk mücadelesinde maddi ve manevi zarara uğradığını beyan ederek uğramış oldukları maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava dilekçesi incelendiğinde, davacının maddi tazminat isteminin bir bölümünün menfi tespit davası ve ceza davası sırasında ödediği avukatlık ücretlerine, yine o davalarda avukatına ödediği yol giderlerine, o davalara ilişkin, tanıklık, dosya masrafı ve harçları ile avukatını azletmek için ödediği ücrete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Her dava kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Menfi tespit davasında ve ceza dosyasında davacıya vekalet ücreti verilmiştir. Davacının vekili ile aralarındaki iç ilişki gereği vekiline ödediği ücretin de davalıdan tahsiline karar verilmesi tazminat hukukunun genel ilkeleri ile usul ve yasaya uygun bulunmadığı gibi o davalara ilişkin avukatına ödediği yol giderlerine, tanıklık, dosya masrafı ve harçlarına, azilname ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Davacı sadece kendisinin yaptığı yol giderlerini isteyebilir. Bu kalem zararı da 03/12/2013 tarihli ek bilirkişi raporu ile 568 TL olarak belirlenmiştir. Davacının bu kapsam dışındaki diğer kısımlara ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
b) Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; olay tarihi, olayın oluş şekli ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat fazladır. Davacı yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) no’lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.