Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/17511 E. 2015/13561 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17511
KARAR NO : 2015/13561
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : Didim (Yenihisar) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2013/352-2014/146

Davacı T.. B.. vekili Avukat A.. İ.. tarafından, davalı H.. G.. aleyhine 29/07/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının avukat sıfatı ile takip ettiği tapu iptali ve tescil davasının 08/03/2012 tarihli celsesi sırasında, kendisine “…” suçlamasıyla hakarette bulunduğunu, bu sözleri nedeni ile cezalandırıldığını, olay nedeni ile kişilik haklarının zedelendiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı ise; davaya konu sözlerin, davacı ile dava dışı müvekkili arasındaki uyuşmazlıkla bağlantılı olduğunu, davacının, müvekkiline karşı konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı cezalandırıldığını, bu nedenle sözlerin iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava kısmen kabul edilerek davacı yararın bir miktar manevi tazminata karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; olay tarihinde davalının, dava dışı B..D..avukatı sıfatı ile takip ettiği D.. M.. görülen 2010/505 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davasının 08/03/2012 tarihli duruşması sırasında, dosyanın davalısı konumunda bulunan davacı hakkında “Davalı T.. B.. müvekkilimizden hırsızlık yolu ile sözleşmeyi ele geçirmiştir. Sözleşme aslı T.. B..’dadır. S.. M.. bu konuda dava açılmış ve ceza almıştır.” şeklinde sözler sarf ettiği, davacının kendisine “..” suçlamasıyla hakarette bulunduğunu ileri sürerek davalı hakkında şikayetçi olması neticesinde, S..M.. 2012/117 esas, 2013/91 karar sayılı ilamı ile katılan hakkında hırsızlık suçundan açılan bir dava bulunmadığından ve söylenen sözlerin savunma hakkının zorunlu unsurlarından olmadığından bahisle, hakaret suçunun alenen işlendiğinin sabit görüldüğü gerekçesi ile sanık olan davalının kesin nitelikte bulunan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği T..K.. 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dava konusu olayın gelişimi, olay tarihi, sarfedilen sözlerin niteliği ve yukarıdaki ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt derecede manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, fazla miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş; bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.