YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17369
KARAR NO : 2015/14195
KARAR TARİHİ : 07.12.2015
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2012/461-2014/112
Davacı N…Ş.. vekili Avukat H.. H.. tarafından, davalı T.. B.. aleyhine 10/08/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, İ.. K.. kapsamında icra memurunun sorumluluğundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı şirketin; dava dışı borçlu Ç.. Ş..’den olan alacağını tahsil etmek için alınan ihtiyati haciz kararı üzerine borçlu aleyhine K.. D.. 2009/3699 sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, ardından malların haczi ve muhafazası için haciz talimatı alınıp T.. D.. 2012/672 sayılı talimat dosyası üzerinden haciz işlemi için borçluya ait depoya gidildiğini, bu sırada üçüncü kişi konumundaki K.. Ş.. tarafından malların kendi şirketlerine ait olduğu belirtilerek istihkak iddiasında bulunulduğunu ve icra memurluğundan haczedilen malların muhafaza altına alınmasının talep edildiğini, icra memurluğunca muhafaza talebinin reddine karar verildiğini, ikinci defa hacze gidildiğinde ise haczedilmiş olan malların yerinde bulunmadığının tespit edildiğini, bu nedenle icra memurunun kusuru nedeniyle şirketin zarara uğradığını iddia ederek uğranılan zararın davalı idareden tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, dava şartlarının bulunmadığını icra memurunun usulsüz bir işleminin söz konusu olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 22/04/2009 tarihinde haczedilen ve haciz mahallinde bırakılan menkul malları borçludan ve istihkak iddiasında bulunan, malların kendisine ait olduğunu bildiren üçüncü kişiden talep etmesi gerektiği, böyle bir talep olmadan zararın tazminini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu olayda; 22/04/2009 tarihli haciz işlemi sırasında alacaklı vekilinin haczedilen malların muhafaza altına alınmasına dair talebi üzerine icra memurunun ret kararı verdiği ancak alacaklının yasal süresi içinde memurun muamelesini şikayet yoluyla icra hukuk hakimliğine taşımadığı anlaşılmaktadır. Bu durum alacaklı kusurunu oluşturmakta ise de icra memuru da kusurludur. Şöyle ki; 2004 sayılı İ..K.. 88/2. maddesinde “.. .” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu madde hükmüne göre, icra memurunun alacaklı vekilinin haciz mahallinde yediemin bulunamaması nedeniyle taşınırların muhafaza altına alınmasına dair talebi üzerine, istemi doğrudan reddetmek yerine alacaklı vekiline belirtilen yasa maddesi gereği muhafaza giderlerini peşinen ödemesi için bildirimde bulunması, masraflar karşılanırsa muhafaza kararı vermesi, karşılanmadığı takdirde ise ret kararı vermesi gerekirdi. İcra memurunca mevzuata aykırı olarak doğrudan talebin reddine karar verilmesi işlemin kusurlu olmasına sebebiyet vermiştir.
Şu halde; İ.. K.. 5. maddesindeki yasal koşullar oluşmuş olup, memurun kusurlu işleminden dolayı davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin reddi usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.