Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/17337 E. 2015/13386 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17337
KARAR NO : 2015/13386
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Gürgentepe Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/09/2014
NUMARASI : 2014/25 (Ara karar)

Davacı Y.. E.. vekili Avukat Gökhan tarafından, davalı E.. Y.. aleyhine 23/05/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sırasında; ihtiyati haciz isteminin reddine dair verilen 23/09/2014 günlü ara kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup; davacının ihtiyati haciz istemi, mahkemenin 23/09/2014 günlü ara kararı ile reddedilmiş; ara kararına karşı da temyiz isteminde bulunulmuştur.
Davalının, davacıya yönelik bıçakla yaralama eylemi nedeniyle işgücü kaybına uğranıldığı ileri sürülmüş; maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açılmıştır.
Zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır.
Dava dilekçesi ile ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş olup; bu aşamada, zarar miktarının tam olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyet ile bağdaşmaz. Mahkemenin, bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde görülmemiştir. Diğer yandan, ileri sürülen alacaklar rehin ile temin edilmemiş olduğuna göre, istemin kabul edilmesi gerekir. (İİK m. 257). Ara kararı, gösterilen nedenlerle yerinde bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/11/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava haksız eylem nedenine dayalı tazminat davasıdır. Davacının ihtiyati haciz istemi 23/09/2014 tarihli ara kararı ile reddedilmiş, bu karara karşı temyiz isteminde bulunulmuştur.
İhtiyati haciz HMK’nın 389. vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirin özel bir çeşidi olup, şartları ve sonuçları İİK. 257. maddesinde düzenlenmiştir. İhtiyati haciz sadece para alacaklarına ilişkin dava ve icra takibinde istenebilir.
İhtiyati haczin şartlarına bakacak olursak;
1-İhtiyati hacze ilişkin istem kişinin alacaklı sıfatına haiz olmasına bağlıdır.
2-Alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi için gerekli bir diğer şart da, alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır.
3-Alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi için alacağın muaccel olması gerekir. Muaccel olmayan alacaklar için ise;
a) Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,
b) Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanırsa ihtiyati haciz kararı verilebilecektir.
Yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebileceği” düzenlemesi mevcuttur. Bu düzenlemede davanın konusu bakımından bir sınırlamaya tabi olmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilebileceği anlaşılmaktadır. Keza yasa koyucu uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini belirtirken, davanın konusunu oluşturan alacağın, tazminatın ya da malvarlığının değeri ile sınırlı bir miktar hakkında tedbir kararı verilebileceğini anlatmak istemiştir. Bizzat müddeabihin kendisi hakkında tedbir kararı verilmesini şart koşmamıştır. Aksine olsaydı önceki HUMK’un 101. maddesindeki şekilde dava konusu taşınır veya taşınmaz malın aynının münazalı olması aranırdı.
Hakim ihtiyati tedbir kararı verirken kesin delillerin varlığını aramaz. Zira maddenin ifadesinde, zararın doğacağı yönünden endişenin olması yeterli görülmüştür.
İhtiyati tedbir kararının verilebilmesi için ihtiyati haciz kararında olduğu gibi tam ispat aranmamakta, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delillerin varlığı yeterli görünmektedir.
Görüldüğü gibi ihtiyati tedbirin alanı ihtiyati hacze göre daha geniştir. Para alacakları ve haksız fiilde sadece uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, diğer malvarlıkları hakkında verilemeyeceğini savunmak ihtiyati tedbirin alanını daraltacak ve alacaklı ya da davacının haklarını önceden korunması imkanı azalacaktır.
Somut olaya gelince haksız eylem nedenine dayalı tazminat davasında, mahkemece usulsüz olarak mal kaçırdığı iddia edilen davalıların malvarlıkları hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Mahkemece bu talep red edilmiştir. Verilen karar usul ve yasaya uygundur. Keza, ortada kesinleşmiş miktarı belli ve muaccel bir alacak bulunmamaktadır. Yargılama sonucuna bağlı bir alacak vardır. Yargılama sonunda belki alacak çıkmayacaktır. Yaklaşık ispat kuralıyla ihtiyati haciz kararı verilemez. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için yukarıda belirtildiği gibi alacağın miktarı ve varlığı kesin olarak belli olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle talebin reddi kararının onanması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 23/11/2015