Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/17268 E. 2015/13502 K. 24.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17268
KARAR NO : 2015/13502
KARAR TARİHİ : 24.11.2015

MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2008/417-2013/221

Davacılar Ü.. P.. ve diğerleri vekili Avukat Nurullah tarafından, davalı M.. Y.. aleyhine 17/12/2008 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosya kapsamından, gerekçeli kararın 13/06/2014 tarihinde davacılar vekiline tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından kararın 11/07/2014 tarihinde temyiz edildiği, mahkemece 24/09/2014 tarihli ek karar ile davacılar vekilinin temyiz isteminin süre nedeniyle reddine karar verildiği, davacılar vekili tarafından ek kararın da temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya arasında bulunan belgelere göre davacılar vekiline gerekçeli kararın tebliği için çıkarılan tebligat adresinin davacılar vekilinin iş yeri olmayıp başka bir avukatın bürosu olduğu, yine sunulan belgelere göre davacılar vekilinin tebligat tarihinde orada bulunmadığı anlaşılmakla, Tebligat Kanun’un 32. maddesi gereğince davacılar vekilinin kararı öğrendiğini belirttiği 11/07/2014 tarihinde tebligatın yapıldığı kabul edilmelidir. Şu halde, davacı vekilinin temyizi süresinde olduğundan, temyiz talebinin reddine ilişkin 24/09/2014 tarihli ek karar kaldırılarak davacıların temyiz istemlerinin incelenmesine geçilmiştir.
Dava, kasten öldürme eylemi nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu’nun 47. (TBK 56) maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın gelişim biçimi, davacıların ölene yakınlık derecesi ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları azdır. Davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.