Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/17170 E. 2015/10375 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17170
KARAR NO : 2015/10375
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

MAHKEMESİ : Kars 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2001/155-2014/85

Davacı Z.. M.. vekili Avukat İlhami tarafından, davalılar E.. D.. ve diğerleri aleyhine 09/07/2001 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen 27/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan R.. E.. ve S.. Y.. vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosya içeriğinden; davalılardan Y.. P..’in Kars Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/287 Esas ve 2012/31 Karar sayılı ilamı ile; 5 yıl 10 ay hapis cezası mahkumiyetinin Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 25/03/2013 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği ve mahkemece karar verilmeden önce davalının yasal kısıtlılık altına girdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle adı geçen davalının yasal kısıtlılık halinin devam edip etmediği araştırılmalı, yasal kısıtlılık halinin devam ettiğinin anlaşılması halinde, eğer davalıya Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilmemiş ise öncelikle yasal kısıtlıya bir vasi atanması ve gerekçeli karar ile davacı yanın temyiz başvuru dilekçesinin vasiye tebliği sağlanmalıdır.
Şayet mahkemece yapılan araştırma sonucunda davalı Y.. P..’in yasal kısıtlılık halinin devam etmediğinin anlaşılması halinde de, davalıya kararın tebliğine ilişkin tebliğ evrakında adresin yetersiz olduğunun, sokak ve cadde numarasının olmadığının bildirilmesi ve tebliğ evrakının Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi hükümleri uyarınca muhtara bırakılması suretiyle gerçekleştirilen tebliğ işlemlerinin de usulüne uygun olmaması nedeniyle Tebligat Kanunu’nun belirtilen ilgili yasal düzenlemeleri uyarınca adı geçen davalı asile gerekçeli karar ile davacı yanın temyiz başvuru dilekçesinin tebliği sağlanmalıdır.
Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine, 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı yasa ile eklenen 2. fıkraya göre; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Yine Tebligat Kanunu’nun aynı yasa ile değişik 35/2. maddesine göre; adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği “ve” adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde bu maddeye göre tebligat yapılır.
Şu durumda, öncelikle davalılardan Y.. P..’in kesinleşen mahkumiyeti nedeniyle yasal kısıtlılık halinin devam edip etmediğinin araştırılması ve devam ettiğinin anlaşılması halinde yukarıda açıklanan düzenlemeler uyarınca adı geçen davalıya vasi tayinin sağlanması ve sonucuna göre gerekçeli karar ve davacı yanın temyiz başvuru dilekçesinin vasiye tebliğ edilmesi; kısıtlılık halinin devam etmediğinin anlaşılması halinde ise, davalıya yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olmaması nedeniyle yukarıda açıklanan Tebligat Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca davalı Y.. P..’e gerekçeli kararın ve davacı yanın temyiz başvuru dilekçesinin tebliği sağlanmalıdır.

Yukarıda açıklanan nedenler ve yasal düzenlemeler uyarınca eksikliklerin giderilmesi için dava dosyasının mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 30/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.