Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/17038 E. 2015/13842 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17038
KARAR NO : 2015/13842
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2014
NUMARASI : 2013/355-2014/479

Davacı M.. M.. vekili Avukat Mustafa tarafından, davalı H.. A.. aleyhine 27/06/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, hakaret nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının cep telefonu ile davacıyı aradığını, davacının telefonu danışmanına yönlendirmesi nedeni ile yokluğunda kendisine hakaret ettiğini iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacıyı bir televizyon kanalında kendisi ile ilgili sarf ettiği sözler nedeni ile telefonla aradığını, ancak davacının iddia ettiği şekilde hakaret ve küfür içeren sözler söylemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının davacıya yönelik haksız eylem teşkil eden davranışları nedeni ile takdiren 5.000,00 TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olaya gelince, taraflar arasındaki olayların gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.