YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17015
KARAR NO : 2015/14770
KARAR TARİHİ : 15.12.2015
….
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı …Ş. aleyhine 03/02/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 16/09/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 15/12/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … ile karşı taraftan davalı vekili Avukat … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine 15/12/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
….
KARŞI OY YAZISI
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar …. 19/12/2013 tarihli yayınında “7 kol saatine altın madalya” başlıklı haber ile kişlik haklarına saldırıldığını belirterek manevi tazminat talep etmişlerdir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu yazının bütünü değerlendirildiğinde, Dünya … şampiyonu olan . … altın madalyasının, dönemin federasyon başkanı babası … tarafından rüşvet karşılığı alındığının iddia edildiği, haberin gerçek gibi verildiği, ancak yapılan soruşturma sonunda iddiaların somut bulgularla desteklenmediği anlaşılmıştır.
Bilgi alma özgürlüğü bilgi toplama ve mümkün olan bütün kanuni kaynaklardan bilgi araştırma hakkını içerir. ….’nin 10. maddesinde teminat altına alınmıştır. Bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü, medya ile ilgilidir; Medyanın halka bu tür bilgiyi ve fikirleri aktarmasının olanaklı olmasını gerektirir. …., bu özgürlüğün içinde, halkın özellikle kamu çıkarını ilgilendiren konularda yeterli biçimde bilgilendirilmesi hakkının da olduğu kanısındadır. Her ne kadar basın, kişinin şöhretinin korunması bakmından da konulmuş sınırları aşmamakla yükümlü olsa da, kamu çıkarı ile ilgili olan başka alanlarda olduğu gibi, siyasi konularda da bilgi ve fikirleri açıklamak basının görevidir. Sadece basının bu tür bilgi ve fikirleri açıklama görevi yoktur: Halkın da bunlara ulaşma hakkı vardır. Bu bağlamda, basın özgürlüğünde, doğruluğu denetlenebilir olgu veya verilerin yanı sıra, doğruluğunun kanıtlanması söz konusu olmayacak fikir, eleştiri ve spekülasyonların dile getirilmesi 10. madde çerçevesinde koruma altına alınmıştır. Ancak ifade özgürlüğünün başkalarının şöhretini ve haklarını koruma, ifade özgürlüğünün kısıtlanması için ulusal otoritelerin öteki gerekçelerden kat kat fazla öne sürdüğü meşru amaç da olagelmiştir; ifade özgürlüğünün özel hayata müdahale eder şekilde kullanılması da mümkün değildir.”
AİHS’nin 8. maddesi gereğince, somut olayın özetinin kamuoyunu bilgilendirme amacı makul görülebilir, ancak dava dışı . . .. isimli kişinin şikayeti üzere ….müfettişlerince yapılan inceleme sonucunda davacılar hakkında soruşturma yapılmasına gerek olmadığına karar verilmiştir. Davalının bu konuyu resmi makamlar yerine doğrudan şikayet edenden aldığı bilgi ile haber yapması, haberin görünür gerçekliğe uygun olmadığını da göstermektedir. Haber görünür gerçekliğe uymadığından hukuka da uygun değildir. Haberin veriliş şekli ve kamuoyuna yansıtılış biçimi davacılara karşı bir karalama kampanyası başlatıldığı kanaatini oluşturmaktadır. Bu nedenle davalının ifade özgürlüğü altında yayın yaptığının kabulü mümkün değildir. Yapılan yayında davacıların kişilik haklarına hukuka aykırı bir biçimde saldırının varlığı sabittir. TBK’nın 58. ve TMK’nın 24 ve 25. maddelerindeki manevi tazminat koşulları oluşmuştur. Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 15/12/2015