Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/16581 E. 2015/13122 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16581
KARAR NO : 2015/13122
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

MAHKEMESİ : Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2014
NUMARASI : 2010/931-2014/700

Davacı PTT Genel Müdürlüğü vekili Avukat Özlem tarafından, davalılar Ö.. U.. ve diğeri aleyhine 02/08/2010 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 15/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava kurum zararı nedeni ile tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; Kemer PTT Merkezince 28/07/2009 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında idare parasının çalındığını, davalıların kusurlu davranışları nedeniyle müvekkili idarenin zarara uğradığını belirterek kurum zararının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar hakkında olayla ilgili açılan ceza davası sonucunda, herhangi bir kasıt ve taksirlerinin bulunmadığı gerekçesi ile beraat kararı verildiği, söz konusu olayda davalıların bir ihmallerinin bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre; olay günü Kemer ilçe merkezine bulunan PTT Müdürlüğünden 12:00 ile 13:00 saatleri arasında davalılardan Övgü’nün görev yaptığı 2 nolu gişeden kimliği belirsiz kişilerce 12.570 TL miktarındaki paranın çalındığı, hırsızlık olayını gerçekleştiren şüphelilerin müşterilerin beklediği salon ile müdür odasının arasında kalan kilitili olmayan kapıdan geçerek hırsızlık eylemini gerçekleştirdikleri, davacı tarafından, güvenlik görevlisi Tevfik Alaca’nın görev yerini terk etmemesi gerekirken hırsızlık olayı sırasında yerinde olmadığı, müdür olarak görev yapan davalı Seher’in işlem yapılan gişeler ile müşterilerin beklediği salon arasında kalan müdür odasının kapısını kilitli tutmadığı ve güvenlik görevlisinin yerinde olup olmadığını kontrol etmediği, yine gişe memuru davalı Övgü’nün gişesine ait çelik çekmeceyi kilitleyip anahtarı oturduğu koltukta asılı bulunan ağzı açık çantasına bırakıp gişesinden uzaklaşarak idare parasının çalınmasında ihmallerinin bulunduğunun iddia edildiği, bu sebeble davalılar ve dava dışı güvenlik görevlisi hakkında görevi ihmal suçu nedeni ile kamu davası açıldığı ve ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda da davalıların kusurlu bulunduğu fakat görevi ihmal suçlarının genel kasıt ile işlenen suçlardan olduğu, suça konu eylemin bilerek yapılması, sonucun da sanık tarafından istenmesi gerektiği, somut olayda davalılar Seher ve Övgü’nün olayın meydana gelmesinde herhangi bir kasıt veya taksirinin bulunmadığı, zira ortada sözleşmeden veya kanundan kaynaklanan bir yükümlülük ihmalinin de bulunmadığı belirtilerek davalılar Övgü ve Seher’in atılı suç nedeniyle kasıt yokluğundan ayrı ayrı beraatlerine, diğer sanık Tevfik olay günü olayın meydana geldiği salonda görevli olduğu, olay anında güvenlik görevlisi sanığın görev alanında bulunmamasından dolayı hırsızlık eylemini gerçekleştirenlerin rahat bir hareket alanı buldukları ve uzun olarak nitelendirilebilecek bir zaman aralığında hırsızlık eylemini gerçekleştirdikleri sanık Tevfik’in meydana gelen olayda ihmalinin bulunduğu ancak kurumun uğradığı zararı kurum tarafından kendisine bildirilen oranda karşıladığı gerekçesi ile cezalandırılmasına ve verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK 74.(818 BK 53) maddesi gereğince; Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.
Şu halde, mahkemece dava dışı güvenlik görevlisi ve davalıların kusur oranları araştırılıp sorumlu oldukları miktar tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.