Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/16552 E. 2015/15211 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16552
KARAR NO : 2015/15211
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

MAHKEMESİ : Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2011/581-2014/72

Davacı N.. G.. vekili Avukat Y.. .. tarafından, davalı D.. M.. aleyhine 23/12/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, haksız takip ve haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, kaybettiği nüfus cüzdanı kullanılarak davalı bankadan kredi kartı alındığını ve kredi kullanıldığını, bu durumdan haberdar olması üzerine bankaya başvurarak kredi kartının ve kredinin kendisi tarafından alınmadığını bildirdiğini ve ayrıca menfi tespit davası açtığını, buna rağmen banka tarafından aleyhine iki ayrı takip başlatıldığını ve haciz işlemleri uygulandığını, menfi tespit davasının lehine sonuçlanarak kesinleştiğini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı bankanın kredi işlemleri sırasında kendisinden beklenen özeni göstermediği gibi davacı tarafından kredi kartı ve kredi işlemlerinin kendisi ile ilgisi olmadığının bildirilmesine rağmen haksız haciz yaptığı gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının maddi zararına ilişkin olarak Mahkemece, bilirkişi heyetinden iki ayrı rapor alınmıştır. 05/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafından menfi tespit dosyasında teminat olarak yatırılan para ile haciz ve bloke konulan paranın, haczin kaldırıldığı tarihe kadar olan yasal faiz getirisi hesaplanmış, 02/12/2013 tarihli bilirkişi raporunda ise; aynı paranın davacının faaliyet konusu olan ticaretinde kullanılamamış olması nedeniyle yoksun kalınan ticari kar tespit edilmiştir. Mahkemece iki raporda, aynı paraya ilişkin farklı yöntemlerle hesaplanan tazminatların toplamına karar verilmiştir.
Haksız takip ve haciz, haksız fiil niteliğindedir. Uyuşmazlığa, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı B..K..’nun 41 vd. maddeleri uygulanmalıdır. Belirtilen hükümler uyarınca; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir. Gerçek zarar ilkesine uygun şekilde yalnızca faiz getirisine hükmedilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden faiz getirisi ile birlikte yoksun kalınan ticari kara da (müspet zarara) hükmedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.