Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/16454 E. 2015/13460 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16454
KARAR NO : 2015/13460
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2014
NUMARASI : 2013/574-2014/410

Davacı O.. E.. vekili Avukat Murat tarafından, davalı E.. P.. aleyhine 19/12/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile davalının kınanmasına dair verilen 06/08/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile kınamaya karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Facebook adlı internet sitesinde dava dışı kişinin kendisine ait profilinde yazmış olduğu yazının altına, davalı tarafından yazılan yorum içeriğinde şahsına karşı ağır hakaretlerde bulunduğu iddiası ile uğramış olduğu manevi zararın giderilmesini istemiştir.
Davalı, dava dışı kişinin sitesinde yazmış olduğu yazıya karşılık genel anlamda sözler kullandığını, dünyada ve ülkede olumsuz giden meselelere ilişkin eleştirel anlamda yorumda bulunduğunu, yazılan sözlerde davacıyı hedef aldığına dair emare dahi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafından yazılan yazıda kullanılan sözlerde Türk-Büro Sen Sendikasının yönetiminde bulunan davacı ve diğer arkadaşlarının kastedilmiş olduğu, davacının dava açma ehliyeti olduğu ve davacının kişilik haklarının ihlal edilmiş olduğu gerekçesi ile davalının kınanmasına karar verilmiştir.
Dava konusu yazı içeriği incelendiğinde, davacının isminin geçmediği görülmektedir.Bununla beraber davalı tarafından yazılan yazının, öncesinde ve sonrasında başkaları tarafından yazılan yazılarla beraber değerlendirilmesi durumunda da dava konusu yazı ile davacının kastedildiği anlaşılamamaktadır. Normal düzeydeki bir kişinin dava konusu yazıyı okuduğunda davalının davacıyı hedef aldığı sonucuna varamayacağından yazının davacıya matuf olduğu ve matufiyet unsurunun gerçekleştiğinden söz edilemez. Şu durumda, matufiyet unsuru yokluğundan davanın reddi gerekirken yanlış değerlendirmeye dayalı olarak davanın kabulü ile davalının kınanmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.