Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/16290 E. 2015/13306 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16290
KARAR NO : 2015/13306
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Davacı H.. T.. vekili Avukat F.. tarafından, davalı H.. G.. aleyhine 12/08/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eski eşi olan davalı tarafından kendisine gönderilen telefon mesajları ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların birbirlerine karşılıklı hakarette bulunduğu ve söylenen sözlerin kişinin şeref, onur ve saygınlığını incitecek nitelikte olduğu, hakaretin karşılıklı olmasının ancak tazminat miktarının belirlenmesinde etkili olabileceği gerekçesi ile 3.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacının şikayeti üzerine, davalı hakkında Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/176 esas sayılı dosyası üzerinden hakaret suçundan kamu davası açılmış, ceza mahkemesince; davaya konu mesajlarla sanığın müştekiye hakaret ettiği, ancak sanığın bu eylemini müşteki ile yapmış olduğu telefon konuşmalarında kendisine hitaben söylenilen sözler üzerine gerçekleştirdiği, karşılıklı hakaret suçundan sanığa ceza verilmemesi gerektiği gerekçesi ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; hakimin tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi saldırıyı kınayan bir karar vermekle yetinebileceği hüküm altına alınmıştır. Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde ise yasanın takdir hakkı tanıdığı durumlarda hakimin somut olaydaki olguları gözeterek hak ve adalete göre karar vereceği belirtilmektedir. Buna göre, hakimin davaya konu olan uyuşmazlıkların çözümünde uygulanacak yaptırımları serbestçe takdir edebileceği ancak bu yaptırımın somut olay itibariyle hak ve adalete de uygun olması gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davaya konu edilen mesajların atılmasına davacının kendi eyleminin sebep olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle saldırıyı kınayan bir karar vermekle yetinilmesi gerekirken, tazminata hükmedilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.