YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16246
KARAR NO : 2015/921
KARAR TARİHİ : 26.01.2015
MAHKEMESİ : Kastamonu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2014
NUMARASI : 2012/2-2014/214
Davacı S.. K.. vekili Avukat Lütfi tarafından, davalılar M.. S.. vdl aleyhine 03/01/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 07/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının, davalı gerçek kişilere yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının, davalı S.. B..na yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava, ameliyat hatası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, pasif husumet yokluğundan istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargılama esnasında davalı S.. B.. yönünden dosya tefrik edildiği halde, bu davalı karar başlığında davalı olarak gösterilmiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) no’lu bentte gösterilen nedenle, davalı S.. B..’nın isminin karar başlığından çıkarılmasına; davacının, davalı gerçek kişilere yönelik temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/01/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle kararın (1) no’lu bendine katılmıyorum.26/01/2015