Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/16230 E. 2015/13401 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16230
KARAR NO : 2015/13401
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2014
NUMARASI :2012/636-2014/198

Davacılar L.. T.. ve diğeri vekili Avukat M..S.. tarafından, davalı S.. G.. aleyhine 04/12/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalı tarafından savcılığa verilen şikayet dilekçesinde kendilerinin hırsızlıkla itham edildiklerini, soruşturma sonucunda kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, ancak soruşturma sürecinde toplum içerisinde zor durumda kaldıklarını iddia ederek, uğranılan zararın tazmini isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, anayasal şikayet hakkını kullandığını beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, kaybolan eşyaların ne zaman kaybolduklarına ilişkin net bir bilgi veremeyen davalının, başkaca hiçbir kanıt göstermeksizin sadece evine temizlik işi için girmeleri nedeniyle hırsızlık suçundan şikayette bulunmasının davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “.. ” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “..” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.

Somut olayda; davalının davacıları evine temizlik yapmaları için davet ettiği, ancak davacıların çalıştıkları temizlik firmasının aracı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı altınların kaybolduğunu farkedince ilk olarak firma yetkilisini aramış, yetkilinin “..” şeklindeki sözleri üzerine davacılar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Davalı tarafından savcılığa verilen şikayet dilekçesinde davaya konu eylem dışında saldırı teşkil edecek isnatlar da yoktur. Şu halde; davalıyı şikayetçi olmaya yönlendiren emare ve olgular mevcut olup şikayet hakkı yasal sınırlar dahilinde kullanıldığından davanın tümden reddi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/11/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz. 23/11/2015