Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/16182 E. 2015/13400 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16182
KARAR NO : 2015/13400
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Çivril Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2014
NUMARASI : 2013/353-2014/280

Davacı M.. K.. vekili Avukat Gülten tarafından, davalı Z.. M.. aleyhine 16/08/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kasten yaralamadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, davalının kendisini kasten yaraladığını iddia ederek, uğranılan zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, duruşmadaki beyanında davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Çivril Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/116 esas, 2013/246 karar sayılı ilamı ile davalı hakkında adli para cezası verilmiş, ancak hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. Bu nedenle anılan kararın, BK’nın 53. (TBK’nın 74.) maddesi anlamında, hukuk hakimi yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Davaya konu olayda; dosya kapsamından davalının eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; talep edilen tazminattan matematiksel olmamak üzere bir indirim yapılması gerekirken aynen kabulü doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
3- Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir ntelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; olayın oluş şekli, olay tarihi, davacının yaralanma derecesi tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı fazla olmuştur, daha alt düzeyde tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) ve (3) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.