Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2014/16139 E. 2015/13016 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16139
KARAR NO : 2015/13016
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

MAHKEMESİ : Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2013/70-2014/151

Davacı Ç.. Ç.. vekili Avukat Saygun tarafından, davalı H.. A.. aleyhine 15/02/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-  Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulü ile tazminat ödenmesi yerine TBK’nın 58/2. maddesi uyarınca davaya konu davranışın kınanmasına ve Türkiye çapında yayın yapan bir gazetede bir kez yayımlanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, CHP milletvekili olan davalının, Adalet Komisyonu’nda “sivil polisler insandan çok eşyaya benziyorlar” dediğini, hazır olanlarca eşya kelimesi eşek olarak anlaşılınca “hayır eşek demedim eşya dedim. Eşek en azından bir işe yarıyor.” dediğini, bu sözlerin birçok yazılı ve görsel basında yer aldığını, kendisinin de sivil polis olduğunu ve olayı basından öğrendiğini, davalının bu sözleriyle kişilik haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamından, olay tarihinin 31/03/2013 olduğu ve olay üzerinden bir yıldan fazla süre geçtiği anlaşılmıştır. Mahkemece, davalının eylemine ilişkin kınamaya karar verildiğine göre, olay üzerinden uzunca bir zaman geçtiği de nazara alındığında, bunun ayrıca Türkiye çapında bir gazetede ilan edilmesinin bir yararının kalmadığı anlaşıldığından, kararın ilan edilmesine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hükmün HUMK’un 438/9. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle hükmün 2. fıkrasında yer alan “Bu kararın Türkiye çapında yayın yapan gazetelerden birinde yayınlanmasına,” şeklindeki cümlenin çıkartılmasına; diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/11/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı sivil polis olarak görev yapan bir kişi olup, davalı milletvekilinin Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak komisyonun 31/01/2013 tarihli oturumumda toplumsal ilginin bulunduğu davalarda ve soruşturmalarda sivil polislerin mahkeme salonlarında bekleyerek şüpheliler ve yargılamanın tarafları üzerinde psikolojik baskı yarattığını, belirterek eleştiride bulunmuş ve bu eleştirisini “insandan çok eşyaya benziyorlar” şeklinde ifade etmiş eşya kelimesinin eşek olarak anlaşılması üzerine de “hayır eşek demedim eşya dedim. Eşek en azından bir işe yarıyor.” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Davalının konuşması bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu sözlerin davacıyı hedef almadığı, İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak yaptığı konuşma sırasında güncel dava ve soruşturmalarla ilgili açıklama ve eleştiride bulunduğu anlaşılmaktadır.
Kişilik haklarını kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olarak kabul ettiğimizde, bunların fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerleri içerdikleri anlaşılmaktadır.
Açıklanan durum ve olgu gözetildiğinde, davaya konu olan ve davalı tarafından kullanılan sözlerin ve yapılan değerlendirmenin davacıyı veya mesleğini hedep almadığı, böylece kişilik haklarına yapılmış bir saldırıdan söz edilemeyeceği sonucuna varmak gerektiği düşüncesinde olduğumdan Dairemiz sayın çoğunluğunun yerel mahkemenin davalı sözlerinin hukuka aykırılığı kabul edilerek kınama hükmü verilmesi yönündeki hükmünün onanmasına ilişkin kararına katılamıyorum. 16/11/2015